NEŞELİYİM.Biri vardı, ahu gözlü,bir dilber, tam karşımda, bana baktı,karşıdan, o ! yapayalnızdı, tek başınaydı, oturduğu masada, boş sandalyeye baktı, ve gülümsedi, içim titredi, kalbim fırlayacak sandım, onun bakışından. Çekindim, tanımam, görmem, kimdir, kimin nesidir bilmem, ama gördüm ki, çok güzel birisi, bakıyordu bana,o çekik ahu gözler, gülümsüyordu, arada bir yan bakıp, düşündüm, dedim şimdi ne etsem. Bakışları hala üstümdeydi, bir cesaret verdi o bakışları, hele ki, boş sandalyeyi gösterişi, haydi dedim, haydi oğlum utanma, o yalnız, sen yalnız bu böyle olmaz, kalk, oyalanma, ve gittim, selam verdim, gözlerinin, derinliklerine bakıp. Gülümsedi, uzattı elini , ben dedi Leyla, tuttum eğilip öperken, elini, sımsıcak bir el, içim yandı kavruldu, bırakamadım, bir müddet, kala kaldım ! ve öptüm, ateşi değdi dudağıma, kalbim, yerinden çıkacak sandım, Dedim ben de oldum, Mecnun, gülümsedi ! ve kahkaha attı. Cesaret, bulmuştum, çöküverdim o boş sandalyeye, önce biraz hoş beş,tanışma muhabbeti, arkasından, biraz geyik sohbeti, sonrasında, geldi aslı, derken, çabuk geldi masamıza garson, birer, .içecek söyledik kendimize, Sohbet edip, içmeye başladık, İçtik, Birbirimize, kaynaştık yaklaştık. Muhteşem, bir vücut, değdikçe, yaktı beni alev,alev ateşi ile, suçiçeği gibi, dalgalanıyordu o vücut, çapkın, çapkın bakan o tebessüm ederken, yayıldı , o lavanta sevişme kokusu, yayıldı, üzerimize yansıyan sarı halelerde, güldük, gülümsedik, sohbet ettik bolca, eksilmedi, yüzümüzden tebessüm. Ne, günahın ışıkları, ne, geleceğin karanlıkları, ne de geçmişin, mutlu geçmiş aydınlığı, düşünmedik, düşünmekte, istemedik, sohbet ettik, birbirimize fıkralar anlattık, ve, şarkılar dinledik, güldük, ama hiç ağlamadık, ama, kahkahalarla şenlendik, tanışıp, anlaştık. ...................................a.yüksel şanlıer |
yüreğinize sağlık..