BİR AKŞAM ÜSTÜ KUŞADASI
Bir akşam üstü saat onaltıda
Şöyle bir yürüyüş yaptım Kırmizı parka taşlarıyla döşenmiş Kadınlar denizi yolunda. Araç trafiğinden arındırılmış Sadece insanların gidip geldiği Kadınlar denizi sahil yolunda Bir ağustos ikibin bir Saat onaltıda. İnsan seli dalgalanıyordu Sahil yolunda Plajı rengarenk şemsiyelerle dopdoluydu İğne atsan yere düşmezdi İnsan kalabalığından. Kimi mayolu, kimi bikinili Kimi ipli, kimileri ipsiz Bazılarıda üstsüz. Bir kısmı şemsiyeler altında Çoğuda sıcak kumlarına Sere serpe atıvermişti kendilerini Dünyayı itmişlerdi ellerinin tersiyle Gün ediyorlardı günlerini Dost ve eşleriyle. Denizde kulaç atanların Dip dalıp çıkanların Sırt üstü yatanların Birbirine kur yapan sevgililerin Ne sen sor sayısını Nede ben söyliyeyim. Sahil yolundaki kafelerde, barlar da Dopdoluydu insanlarla Kimi buz gibi birasını Kimi kolasını Bir kısmı da Yudumluyordu ağır ağır O akşam kahvesini. Derken,yolum Dört yıl önce tanıştığım Bir bara çekiyordu beni ayaklarım Sahilden biraz içerde Amma temiz ve tertipliydi O yıllardan tanıdığım eski dosta Şöyle bir merhaba deyip Dertleştik ayak üstü. Oraya kadar gidilirde Birasını içmemek olur mu ? <Şerif çek bir bira Soğuk olsun Bir buçukta şiş at Duble salatası yanında olsun Eski günleri anmaya geldim Bu gün buraya> <Eski bluskay,imbat otellerdeki Değerli dostlara kadeh kaldırıp anmak istedim bir defa daha. Haydi şerif Şerefe Eski günlere,daim olan dostluklara Kulakları çınlasın Esmerlerin, sarışınların.> Dolusu gelip, boşu gidiyordu biraların masamdan. Zaman bir hayli ilerlemişti kabri barda. Dost işi bir hesabı kapatıp Vedadan sonra Yavaş yavaş başlamıştı geri dönüş Kuşadası merkeze doğru. Atlayıp bir dolmuşa Almıştım soluğu balıkçı kahvesinde Alamamıştım hırsımı, giderememiştim özlemimi Kabri barda Yavaş yavaş Aheste aheste Çıktım balıkçı kahvesinin merdivenlerini. Sonra; Denizini,balıkçı ve yat limanını Küçük adasını Atatürk’ün büstünü Aynı anda gören Güneşin batımındaki grubu Doya doya seyredebileceğim Benim, benden geçeceğim Bir köşede duran boş bir masaya ilişiverdim. Deniz hafif çalkantılı Limandaki kayıklarsa Hafif hafif sallantılıydı. Havası puslu ve sıcak Siyah yağmur bulutları Yüselmişti gökyüzüne doğru denizden. Batım aşamasındaki güneş Bir var olup, bir yok oluyordu Yükselen bulutlar arasında. Bir grup oluşturmuştu etrafında Kızıl alev rengiyle Bir ateş küresi Bir ateş topu gibi olan güneş. Bazı zaman önü açılıyor Bazende önünü kapatan bulutlarla Kararıyor,parça parça, lime lime oluyordu O grup, o ateş topu. Doyum olmuyordu seyrine Akşam vakti Kuşadası’nın Denizi koş, sokaklar loş Gün batımı, akşam üstü İnsanı ediyor sarhoş. Bir başka güzel, bir başka yaşam Bir başka duygu burda olmak Çünkü burası Kuşadası. Hüseyin Yıldız(Lemoslu hüseyin) Kuşadas 1 Ağustos 2001 |
yaşamdan bir kesiti ne güzel resmetmişsiniz.
Saygılar