Giden Bir Kadına Mektuplar
ah Erla...
bir bilsen çekip gittiğin o rezil o ıslak o karanlık nisandan sabahından beri gönlümün kuytularında kaç beyaz güvercin katlettim ne oldu bana Tanrım’m şarabın tadı neden eskisi gibi değil neden çalmıyor gramofon aynı şarkıyı tekrar tekrar hani sevdiğin hani "benim" dediğin hani o hani... sensiz sarhoşluğun da tadı yok ne meze elinen yediğim meze ne de şu kesif kokulu dertlerimle yoğrulu şarap seninle içtiğimden... Erla... döner misin yeniden bana bilmiyorum... sensiz yüreğim eyfel kulesinden kendini boşluğa bırakan Fletcher kadar asi ve kırgın toprağı özlüyor bedenim sensiz. tabut ve tören geliyor aklıma kara gözlüklü ve kapkara kıyafetli adamlar ve bir de kadınlar yalanlar için gözyaşı döken yalandan... ölüm geliyor aklıma sensiz Erla... serseri bir kurşunun beynimde bitecek yolculuğu ya da traş olmayı henüz unutmamış mutlu adamlar için yapılmış bir jiletin damarlarımdaki devinimleri... inan Erla inan ki sensiz yolculuklar geliyor aklıma çılgın ve duraksız yolculuklar hangi yolculuktaysan dön Erla... Yüksel Hoca |