Beynini Isıran Adam
Elimde olsa,
tutup dişleyeceğim beynimi, parça parça kemireceğim... sana bırakmamak için onurumu, tuzla buz edeceğim, elimde olsa biliyorum, suçsuzsun... her suçlu gibi masumsun sen de kader dersin, talih dersin, şans dersin. kaderimizi yazan kader mi ne dersin? ölümün piyangosundan, ölmemek çıkmış bize izlemek düşmüş ölümümüzü bir beyaz perdede, ikimize. en dokunaklı yerinde unutup nefretimizi, sarılıyoruz birbirimize... biliyoruz, ölümün piyangosundan, ölmemek çıkmış bize bir kemanın telinden dökülen kırık nağmelerde gizliyoruz ıstıraplarımızın en soylusunu. sen, günahkarların en beyazı, masumların en suçlusu ben... aynı ezgiye gözyaşı döküyoruz bir kemanın telinden dökülen. ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"... kördüğüm olmuş bir rüyadayız kâbusla rüya arası bir rüyada ölümüze, ölümümüze gülüyoruz, göz yaşlarımızla... "gel" diyor Azrail, şefkatle açarak kollarını ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"... işte, sana sunuyorum kalbimi, kleopatra’nın zebercet kâsesinde köleler zebercette bulur mutluluğu asiller elmasta... beynimi bırakıp kafamın elmas tasında, kölesi olduğum kalbi sunuyorum sana kleopatra’nın zebercet kâsesinde... aç bakışların yiyor gözlerimi dilimi ve dudaklarımı. korkuyor, ürperiyor zavallı beynim bakışlarının şehvetinden. yuvasında titreyen bir yavru kuşun yürek burkan çığlıklarıyla titriyor yerinde. aç bakışların yerken gözlerimi… Elimde olsa, tutup dişleyeceğim beynimi, parça parça kemireceğim... sana bırakmamak için onurumu, tuzla buz edeceğim, elimde olsa... |
izlemek düşmüş ölümümüzü
bir beyaz perdede,
ikimize.
en dokunaklı yerinde
unutup nefretimizi,
sarılıyoruz birbirimize...
biliyoruz,
ölümün piyangosundan, ölmemek çıkmış bize
bir kemanın telinden dökülen
kırık nağmelerde gizliyoruz
ıstıraplarımızın en soylusunu.
sen, günahkarların en beyazı,
masumların en suçlusu ben...
aynı ezgiye gözyaşı döküyoruz
bir kemanın telinden dökülen.
ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"...
kördüğüm olmuş bir rüyadayız
kâbusla rüya arası bir rüyada
ölümüze, ölümümüze gülüyoruz,
göz yaşlarımızla...
"gel" diyor Azrail, şefkatle açarak kollarını
ne sen "git" diyebiliyorsun; ne de ben "elveda"...
işte, sana sunuyorum kalbimi,
kleopatra’nın zebercet kâsesinde
köleler zebercette bulur mutluluğu
asiller elmasta...
beynimi bırakıp kafamın elmas tasında,
kölesi olduğum kalbi sunuyorum sana
kleopatra’nın zebercet kâsesinde...
zebercet`te sunmak kalbi
bir asalet ornegi
ve siir okudum
tebrikler