DEĞİRMEN TAŞI !
DEĞİRMEN TAŞI !
Dibi delinmiş , kulpsuz dünyada İzbe sokaklarda, mahpus gözlerle Anastezili bir hasta gibi Keder yüklü bulutlar altında Umutla umutsuzluk arasında Diyojen feneri elimde Aradım seni, “Gölge etme başka ihsan istemem” dedin Kar beyazı bulutlar arasında kayboldun, Zehir zemberek nağmeler yazdım ardından Martılar kanadında , kanarya gagasında yolladım Buğulu gözlerle geri döndü, Zaman durdu, umut söndü Yüreğimdeki ateş Saman alevi gibi söndü, Yel kovanı kırılmıştı usumun Kapadım gözlerimi derin düşlere daldım; Tahta kapılı kerpiç duvarlı sırça yuvasında Bezir çırası ışığında Sütünü emziriyordu altın saçlı toprak Canlı cansız tüm yavrularına Yağmur yüklü bulutlara bakarak, Yel değirmeni, rüzgârı Su değirmeni ,buğdayı Hayat değirmeni , insanı Un ufak ederek öğütüyordu , Lokman Hekim ,Eshâb-ı Kirâm ile Ehl-i Beyt Çaresiz dertlere aradılar bir aşı Ama, kuş tüylü ,leylak kokulu zalim hayat Olmuş bir değirmen taşı Durmadan öğütüyordu Hep insan başı ! Yahya AKSOY |