Suları Okşardı Bir KadınKarda yürürdü bir kadın Göğsündeki ateşi gizleyerek Sesinin hıçkırığına karışırdı çarpık adımları Düşünüşleri erirdi bir noktada Aşka yürürdü sendeleyerek Yargılı tütünlerin acısı ekşirdi dudağında Suları okşardı bir kadın Usunda filizli dallar vardı Dağların ötesini düşünürdü Fısıltıyla dönerdi yüzünü dünlere Yanardı göğsünde bir kazan Sustukça kanardı Yoksul bir nidaydı düşünüşleri kadının Bir yılkıya el sallardı yapayalnızlığından Zemheriydi aşk, avuçlarından boşluk akardı Sırları dökülmüş caddelerde yürürdü Kırık gölgeler gibiydi duvarlarda Yakarılı seslerdi adımlarındaki pranga Kendi düşlerini okşarken hayat O sefil düşünüşlerini okşardı Sevdanın duruşmalarına çağrılmıştı kadın Acem bir ıslık sesi yankılanırdı radyolarda Kendi yazgısına kulp arardı yorulmasız Bir serçe telaşıydı yüreğindeki yara Kutup yıldızına şarkılar adardı aşkla Teninde lekeli talanların izi kalmıştı Hazindi umudun ellerindeki kına Mağrur bir asaya yaslanmıştı kadın O kaktüs yalnızlığını düşe sattı bir gün Uyuttu nasırlı dizlerinde yokluğu Kirli kadehlerle donattı odasını Ateşin dudağından siyanür içti Yamalı günlükler gibiydi narin yüreği Aşka açıp göğsünü acıları emzirdi Selahattin Yetgin |