GİDİYORUM...
Bin narada değse benliğimin sağır kulaklarına
Haykırmak kar etmesede bu yaralı yüreğime Adın düşüyor işte tek kelime ile dilime Kaybettim varlığımı sana olan sevgimle Derdin cenneti oldum mutlulukların cehhenemi Bin ahın ardından saramadım yeniden yaramı Tuz bastılar ateş bastılar aşk sözünü anlatamadım Bir güzelin mecnunu oldum efendim Derdimi bilmiyorum ben kendi kendim Derdin kahırın son durağı oldum Umut dedim yalvarış dedim bir yudum mutluluk diledim Anlaşılacak sandım bir yudum mutluluğum Hoyratlığımın kurbanı oldum Ateş sardı yüreğimin umutlarını Ateşten gömlekleri giydim tenim yandı yüreğim yandı ben yandım Bir yudum mutluluğun yoluna heba edildim Zemheri karanlıklar sardı yüreğimi Aydınlıklar isyanlarımın rotası oldu Kahır yazıyorum yüreğimden benliğime Susuyorum artık konuşacak mecalim yok Ölüm kokuyor benliğim susadım ölümün suszluğuna Koşmak istedim bilinmedik topraklardan bilinmedik yüreklere Dert topladı beni dizlerimde mecal kalmadan Yüreğim hancerleniyor her selam verdiğim varlıkla Titriyor yüreğim sesim kısılıyor anlatamıyorum Haykırşlarım anlaşılmıyor yaralı yüreğime tuz basılıyor Bin minetten geriye kalmaz kefenim Aldığım nefeseten öteye yoktur sesim Dar ağacına dikilsede bedenim Bin hancerle kesildese dilim Bilinmedik mezarlarda olmasada yerim Sözümden vageçmem yok bundan gayri geri sözüm Hüzün dökülüyor benliğimden ayaklarımın altına Dökülür yüreğim durduğum yere Yaşlarım içerimde deniz denizler feryat figan Anlamaz oldu yar dediklerim canlar Kahırlarımı yazıyorum artık sayfa sayfa Bitişimin namelerini vurguluyorum nameleirmin nakaratında Bini bitiyor biri başlıyor kadavraya döndü bedenim yaşarken Her gelen vurdu her gelen sapladı birer birer hancerini Oysa umut demiştim yüreğime oysa yücel demiştim varlığıma Kahır keder ırak kalacaktı umut diye sarılacaktım yarınıma yarime Vurdu yüreğimin incesinden incesine umut beslediğim Teseliyi gözlerinde bulduğum umudu gülüşünde sakladığım Yanagındaki gamzesine yandığım yanıpta küle döndüğüm Hasretini yüreğime zından olarak verenim Bakışlarında yitik olduğum kaybolduğum Artık ne ağrır başım nede ağrır naşım Bir teseli olmasada bu yerde duran senin eserin olan naşım Kapar bilirm leş kargaları yerde duran benliğimi Bilirim sahiplenir yerde duran cesedimi toprak yüreği Bir yürekten koptum bir yüreğe misafir oldum Artık gidiyorum yokluğunun olduğu diyarlara Artık gidiyorum avazım çıktığı kadar adını haykırmaya Artık gidiyorum sengibi birnin olmadığı mekanlara Artık gidiyorum garipler mezarlığına... |