AYRILIK TRENİ
kapıyı yavaşça araladım,
ölüm sessizliğine saygısızlık etmeden, yüreğimde kimsecikler yoktu, aşkımız yerde kanlar içinde yatıyordu, ihanetinin hançeri saplanmıştı, seni seviyorum cümlesinin yüklemine, ceset hala sıcak... sadakat fazla uzağa gitmiş olamaz, çabucak zihnimin kapılarını açtım, bavula birkaç parça anı sıkıştırdım, ikişer üçer indim mutluluk merdivenlerinden, acelem var ayrılık trenine yetişmeliyim, ömrümün son durağından, pişmanlık taksisine atladım, hayal kırıklığı garına vardığımda, aşkmetre elvedayı gösteriyordu, gözyaşlarımla ödedim bedelini, üstü kalsın... yalnızlık peronundan ızdırap vagonuna atladım, acımadan kestiğin biletimde yazılı, kendine iyi bak numaralı koltuğa oturdum, saatler sensizliği vurduğunda, tren bilinmezliğe hareket etti, yanıma uğrayan seyyar satıcılar, boş avuntular, yalancı mutluluklar satıyorlardı, sahte gülümsemeler yanında promosyon... hava kararırken tenim buz kesti, yorgundum... vagonun içindeki derin mezara uzandım, o sırada... azrail biletimi kontrole geldi, onay verdi ölümüme, tren sırat rayında ilerlerken... |