..
"seni sarmaya kıyamazken
ayrılık zincirini vurdum yüreğine ellerimle
mahkum ettim seni bana ebedi
belki vuslat olsa
zincirleri kırardın birer birer acımazdı canın
acımazdı canım
canım yanıyor, canım yanıyor
ama elimden bir şey gelmiyor
kapına gelsem bir gün ya güneş batarken
yada seher vakti erkenden
kucaklasam kırılsa yüreğindeki zincirler
ve o zincirleri evimizin kapısına vursam ebedi

ne gitsen, ne gitsem
bir daha bırakmasak birbirimizi
dudaklarını, gözlerini
zimmetime geçirsem
haram olsan da ben “helalim” diyebilsem
bir ömür sen ve ben değil “biz” olarak kalsak
kimselerin bulamayacağı nazar edemeyeceği bir diyarda
baş başa, yan yana, can cana
yaşasak ve yaşlansak
son nefesimiz bile birlikte çıksa el ele yumsak gözlerimizi
el ele binsek ecel gemisine
yelkenler fora

ama bunlar bir duadan bir dilekten ibaret
sen orada ben burada yürekler bir olsa da
ayrı ayrı yerlerde, ayrı zamanlarda
kapanacak gözlerimiz
çıkacak son nefesse isimlerimiz
sen de benim, ben de senin ismin olacak
eğer gözlerim kapandığında
dilimde ve yüreğim de sen yoksan
hesap sor bana ruz-i mahşerde,
hesap sor, hakkını helal etme bana

hakkım sana helal olsun..
sevgim sana helal olsun
ebediyyen Züleyhaaa

ebediyyen Seninim
Seninim Züleyhaaa