Günebakan
Elimi atıyorum saçım sır
Dilim ateş hırpani Yorgun iki söz ve yırtık mektup Çarçur edilmiş bir hayatın simgesi Sen esiyorsun sabahları bu şehirde yine de Her şey sana yönelik Belki çıkıp gelirsin diye Demiştim ya sana bir akşamüstü Yalan değildi seni kendim bilmiştim Ellerin hep iyi gelirdi bana En zor anlarımda onları düşledim Ne çok öptün beni bir bilsen Ve ne çok kokladım seni uykularında Seni senden çok tanıdım diyordum ya Yalandı belki ama öyle gelirdi bana Çerçöp edilmiş anılar mı arta kalan şimdi Bahçesinde ilan-ı hayat edilmiş çay bahçeleri mi şahidimiz Uğruna ölünür dediğimiz bir sayfa dolusu yemin mi Cezasına razı olduğumuz günahlar mı celladımız Tenime değiyorum gönlüm ölü Sırça köşkte asılı andımız Yer altı şehirlerinde gasp Oksijensiz umut Merdivensiz aşk Sen şakıyorsun bu izbede inadın inat Ben sana bakıyorum güneşim sanki Sevmiştim ya yüzünü bir gece sabaha dek Sanal değildi tenin tenim sanmıştım Gözlerin hep sevecen baktı bana En yalnız akşamlarda onlara sığındım Gözlerini hiç kırpmadın biliyor musun Ne güzel bakıştık kuytularda Beni ben kadar sevdim diyordun ya Hayaldi belki ama güzeldi işte Derdest edilmiş rüyalar mı bana kalan şimdi Güvertesinde gülüştüğümüz vapur mu şahidimiz Andığımız kişiler mi Beraber üşüdüğümüz sokaklar mı katilimiz İçime bakıyorum hayatım yalan Ben yalan sevda yalan… 01.12.11 Nadir |
Ben yalan sevda yalan…
gönül şelaleniz kuraklık görmesin şiirle kalın