3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
947
Okunma
Minâreden yükselen, ikindi ezânıdır
Müminlerin namazı imânın mizânıdır
Gençler sessiz sadâsız dinledi bu nidâyı
Camiiye girdiler, »taʼzim« için Hüdâʼyı
İkindi namazını, vecdle edâ ettiler
Tekbirlerle ağyâra kati veda ettiler
Rûhu mest ediyordu camiinin havası
İçerde hoş sadâydı müezzinin nevâsı
Camiiyi akustik inşa etmiş Sinânʼım
Her yerde aynı tonda duyuluyor Kurʼânʼım
Bu kucakta oturdu gençler birkaç dakika
Koca Süleymâniye, Meryemʼdir filhakika
Dört şevkatli kolunu açmış bütün beşere
Ölünce gitmesinler diye şerle mahşere
Ön kapıdan çıkarken bu iki zeki civân
Yeniden başladılar son sohbet-i cânân
,,Divân Edebiyatı öldüˮ diyordu biri
,,Serbest şiirleri onun ciddî muhbiriˮ
,,Aruz nisyân içinde, Hece de gür isyânınˮ
,,Bir nihâyeti vardır mutlaka her eşyânınˮ
,,Mürekkebimiz serbest damlıyor kalemlerdenˮ
,,Fersah fersah uzağız, Aruzlu mülhemlerdenˮ
,,Şâirlerin kalmadı ona bir iştiyâkıˮ
,,Serbestedir insanın tabiî insiyâkıˮ
Bu sözlere bir cevab, verirken arkadaşı
Bir adam çıkageldi ve kavukluydu başı
Birinci yaşlı şâhıs Süleymân Çelebiʼydi
Süleymâniyeʼnin de nâlân andelîbiydi
Diğer iki kişi de Hafız ve İbn Ammârʼdı
İlki Şarkta diğeri, uzak Garpta yaşardı
Hafızʼın şehri İrân, Ammârʼınki Endülüs
Nurlu yüzlerindeki her çezgi hatt-ı sülüs
5.0
100% (7)