Suyun Akışıyla Tohumlanır SevdaŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bizden yüzyıllar önce yaşamışlar, hangi halini yüreklerinde taşımışlar aşkı kimse bunu bilemez. Olgunlaştıkça ve içimizdeki dalgalarıyla bizi çok uzaklara attıkça güzel ve özeldir aşk. Usulca gövdemizi saran o narin utkunun ve önüne geçilemez tutkunun yüzölçümü nedir, hangi ruhta daha çok hissedilir kim bilebilir? Bizler göğsümüzdeki o asil ağrıyla, gövdemizdeki aldanış artıklarıyla ve kimi de kendi içimizdeki kayboluşlarımızla anlam ararız o efsunlu sözcüğe. Çünkü bütün menzilleri aşka çıkar yaşamın ve bizler o sevda menzillerine vardığımız an mutluluğu ve insan olmanın unsurlarını tadabiliriz…
eskimiş vakitlerin gurbetiydi an
bir yelkenliyle sızdın talanlanmış sularıma vakit kızıl bir gün artığıydı gece gibi saçlarınla gülümsedin içimin atlasına köstekli andı yüzündeki coşkular içsel bir travma gibi sokuldun yanı başıma dudağın Leyla, bakışların Aslıydı dumur yakışlarının kapsülleriyle aktın ruhuma hangi selin artığıydı hangi toprak testilere sürmüştü yangın vakitlerini yorgun hazanların öldüren sessizliğiyle salıvermişti gönlünün sakilerini devasız dertlerin muzdaribiydi sanki aşka dair resimler onu gösterirdi tabipler derman yazardı bir gülüşüne biçare öpüşüyle yürekleri eritirdi tutunarak engelli yüreğime çıplak ayaklarıyla yürüdü bulutlu göğsümde bütün yudumlar aşka tutkundu soyundu sevda yaylı bir yatağın döşünde dilinin biçare yalnızlığıydı sesi ninnili bir edayla salladı beşiğimi göğsünde yudumlara bölündü denizler şarkılar bedenimizi okşuyordu kifayetsizce güneşe serdik biz aşkın yorganını kapattık mevsimlerin tunç kapısını gül ateşin yoldaşıymış ben sana Mecnun, Ferhat olup delerim dağını suyun akışıyla tohumlanır sevda geçeriz bir gün mutluluğun çağını söz dinlemez coşku gün gelir deleriz biz de yalnızlığın asi yasağını gücün yeter mi asırlardır dilimize dolanan aşkın bağını çözmeye ! yanar en gizlimizde harlı bir ateş umarsızlık neden mi sevmemeye ! aynalar yalan söyler tenindeki şıralar sebeptir gülüm delirmeye korkar yüreğim yüreğinden dokunmasız aşk betermiş hep sineye Selahattin Yetgin |