)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-278-)(-)(-)(
-------------------------------------------------------------------------------
******************************************************************* ********** Yazıktır ********** Aşkımın perisi çok uzaklarda Görmeden ölürsem göze yazıktır Sözümüz var idi bir ilkbaharda Demeden ölürsem söze yazıktır Aşığın biter mi sevda telaşı Ayrılık çilesi keder göz yaşı Aşkın tezgahında sevda kumaşı Giymeden ölürsem beze yazıktır Çelebi’yim tutamadım elinden Gönül bahçesinden zülfün telinden Bir bilseydim gonca gülün dalından Sarmadan ölürsem bize yazıktır *************** OZAN ÇELEBİ *************** 1948 yılında Oltu’nun Tutmaç köyüne doğdu. Asıl adı Dursun Çelebi’dir. Okula gitme olanağı bulamadığından okuma yazmayı askerlikte öğrendi. Aşıklık geleneği ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. Köylerine gelip giden aşıklar ve bazı yaşlı insanları dinleyerek kendini geliştirdi. Hem geleneksel hem de aşık ağzı türküleri öğrendi. Yaklaşık 9 yaşlarında türkü söylemeye başladı. Türküleri öğrenmesinde babasının da katkısı oldu. Aynı dönemlerde önce kaval, sonra da tulum çalmayı öğrendi. Zamanla yörede adı duyuldu usta malı dışında kendi türkülerin söylemeye yöneldi. Karşılaştığı aşıklarla dostluk kurdu ve deyişmelerde bulundu. Hem yöredeki aşık anlatılarını öğrendi ancak bağlama çalmaya ise 1975 yılında Hollanda’ya yerleştikten sonra başladı. Bu konuda Antepli Halit adlı bir arkadaşının yardımı oldu. Şiiri ise Aşık Reyhani’nin katkısıyla öğrendi. Ozan Çelebi Avrupa’nın çeşitli yerlerinde birçok yarışma ve şenliğe katıldı, birincilikler olmak üzere değişik ödüller aldı. Şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmada aktarılan Ozan Çelebi usta malı ve kendi türkülerinden oluşan 5 adet albüm hazırladı. KAYNAK:© BeKa Sitesi -------------------------------------------------------------------------------- -------------------------------------------------------------------------------- ******************************************************* )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-278-)(-)(-)( Ne sen mutlu oldun ne de canan ben Mevlam da bilir ya bize yazıktır Bir ömür koşturttun kendi peşinden Yorgunluktan biten dize yazıktık Yollarına bakıp göremiyorsa Sevdiği seveni aramıyorsa İkisi de sevip saramıyorsa Oğlana yazıktır kıza yazıktır Yıllar yılı hasretini çekenler Yürekleri yara yapar dikenler Göze girmek için diller dökenler Cilveye yazıktır naza yazıktır Bereket saçmadan kurur ise Nil Yâre sevdiğini anlatmazsa dil Soğuktan gazele dönerse gönül Bahara yazıktır yaza yazıktır Oysa ki şu ömür ne kadar kısa O yüzden bu zaman değer mi yasa Cananın gönlünü hoş etmez ise Dudağın kurduğu söze yazıktır Böylesi tavırlar gerçi ayıpta İnsanları aptal yere koyupta Görenler de aşık olsun deyipte Boş yere verilen poza yazıktır Mızrap dokundukça ruhu sarmazsa Dinleyen aşıklar hayal kurmazsa Her içli türkünün hakkın vermezse Lüzumsuz,çaldığın saza yazıktır Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |