bir tek şey...I yaşam, gündelik kaygılardan, koşuşturmalardan, ufak hesaplardan çok daha fazlası. yaşam, bir gün uyandığında kendini yollara vurmuş halde bulduğun anların toplamı rutin dışı olmalı. ağlamalı, ağlatmalı, kışkırtmalı güven ve güvensizlik arası bir sarkaç olmalı. yaşam, bir çok küçük denemeden oluşan bir yolculuk. yollara gitmek kadar, dönülüyorsa eğer, dönüldüğünde anlatılacaklar da önemlidir. o nedenledir ki ARAGON sormaktadır: “sen de uzak diyarlardan dönüyorsun. bütün anlatabildiğin, akşam evinin verandasına oturmuş serinleyen bir adamın anlattıklarıyla aynı. o halde ne anlamı var bunca yolculuğun?” gerçekten ne anlamı var bunca gidip gelmelerin? “bütün yollar roma’ya çıkar.” diyenler; acaba hiç ankara’ya, ne bileyim babaeski’ye gitmişler midir, oralara ulaşan yollar da roma’ya çıkar mı gerçekten, ya da yolun sonu roma olarak mı şifrelenmiştir? II ölüm, gelirsin ansızın haber vermeyi geçirmeden aklından alır götürürsün sormadan, etmeden. adil oluşun dışında, bir tek şey söyle ki seni karşılayalım güle oynaya. bir tek şey… Erdem AK |
seni karşılayalım güle oynaya.
Ben söylemeyeyim de, Üstad Necip Fazıl söylesin:
"ölüm, ölüm budur perde ardından haber,
hiç güzel olmasaydı, ölür müydü Peygamber?"
Tebrik ederim.