MASAL IBen; yürürken cam kırıkları üzerinde, sırtına almıştı da karşılıksız taşımıştı Kaf Dağı’nın ötesine.... Yol; uzundu, kırk gün kırk gece... Ağaç kovuğuna saklamıştı da kendi dışarda yatmıştı otlara öylece... Beni; aç-susuz bir başıma bırakmıştı da uyanmamıştı, bir de yaş bırakmıştı yanağına öylece... Yol; yoktu düşününce, başucuna yatmıştım da bakakalmıştım gökyüzüne... Önce ben!... Beni önce!... |