MERHABA
Uslu yağar yağmuru buraların,
rüzgarı usulca boğar, tipi olur, camlar da buğulanır, gözlerim de ; eşikler kar dolar, bedenim de.... İnsanları telaşsız, gülleri zamansız açar. Rakım binbeşyüz, nüfus seksen hane bir de benim virane... Yerler parke taşı, gök kiremit, dağlar çevirmiş dört bir yanımızı, dağlar çevirmiş çiçeksiz baharımızı.... Tut ki hazırız; takvimler de kalemler de hazır seni beklemeye, çok sevdalı akşam geçirmedik bilmeyiz, pas tutmuş teneke kalplerin içinde mutluluğu göremeyiz, alışık değiliz, belki de seni haziranlarımız kadar sevemeyiz... Sen iyisimi gelme; ta köprüde ölürsün, toprağı çamur gibi üşürsün. Belki de yağmurları görürsün, rüzgarı, tipiyi, eşikleri, zamansız açan gülleri, mutluluğu görürsün çürümüş bitki kokan bedenimde. Viranemde sürünürsün; sen iyisimi gelme... Belki iyidir buralar, kederler de sevinçler gibidir, ölüyken zevki yok belki de, canımı gönder; çiçek toplayayım, kırlarda gelincikler açmıştır belki de. Ama sakın sen getirme, zarfa koy gönder iyi dileklerinle... Gelme; ta köprüde ölürsün... Toprağı çamur gibidir; üşürsün... Veya bedenimde çürürsün... Gelme, zarfa koy gönder sevgilerinle... Sevgilerimle.... |