UMMADIK TAŞ BAŞ YARAR
Son model arabası varmış.
Trilyonlarca parası varmış. Kıskanmıyorum. Ben onu çocukluğundan beri sevmem. Oyuncaklarımı elimden alırdı. Bilyelerimi çalardı. Camları kırar, suçu üstüme atardı. Evlenmiş, mutluymuş. Çocukları olmuş. Kıskanmıyorum. Ben onu çocukluğundan beri sevmem. Ali’yi döverdi. Jale’nin saçlarını çekerdi. Leyla’nın dudaklarını öperdi. Saygın. Beyefendi olmuş. Kıskanmıyorum. Ben onu çocukluğundan beri sevmem. Burnu kaf dağındaydı. Hep gaf yapardı. Laf alıp, laf satardı. Ondan adam olmaz demiştim. Adam gibi adam olmuş. Kıskanmıyorum. Ben onu çocukluğundan beri sevmem. Boyacı sandığını kırardı. Çekici tutamazdı. Bir çivi bile çakamazdı. Okumuş. Vali olmuş. Kıskanmıyorum. Ben onu çocukluğundan beri sevmem. Okuldan kaçardı. Hiç ders çalışmazdı. Hep ikmale kalırdı. Umut. Başarı. Ve şans. Hayat çizer yolu. Ummadık taş baş yarar. Kimseler bilemez bunu. Şiirde nedir ? Ummadık taş baş yarar ( Atasözü ) Kişiler hakkında hüküm verirken onları yakından tanımak gerekir. Dış görünüşüne bakılıp verilen kararlar bazen büyük hatalara yol açar. Kendisinden hiçbir şey beklenilmeyen kimseler umulmadık başarı gösterebilirler. Saygın: Sayılan, hatırlı, itibarlı, sözü geçer kimse. Burnu kaf dağında olmak ( Deyim ) Kibirli olmak, etrafındakilere üstten bakmak. Gaf ( Fransızca ) Yersiz, beceriksiz söz veya davranış. İkmal: Eksik bir şeyi tamamlama, daha iyi duruma getirme, bütünleme. |
baharın bulutu gibi aksın pınarın
yurek nefer oslun ak kaleminden
bahceden toprak deren emekçiden
topralı terine hak emektir kaleminden
özünden dukulen kalemindeki bereketen
seyit kazim bin umut sevgi dilerim ŞAiir dost,
,,,,,,,,,,,,,,