"Roman bize çocuğun da bizlerden farklı olmadığını, iyiyi ve kötüyü içinde barındırdığını, bir kere kuralların dışında hisssettiklerinde cennet gibi duran bir adayı bile yangın yerine (Kelimenin tam anlamıyla) çevireceklerini söyler (Tabi kişi kabul eder ya da etmez)."




herkesin nirengi noktası kendince doğrudur elbet nirengi noktasının noktasını bulmaya çalışıyoruz bilinçli farklı bakış açılarıyla farklılığın güzellikleriyle zenginleşiyoruz zenginleştiriyoruz hayatı hep birlikte...farklı bakış açılarını (teorik gözlemsel yorumsal düşünsel vs tüm bilgileri) seviyorum ve önemsiyorum..:)

evet bu nereden baktığımıza bağlı eğer şu an ki süreçte isek doğru gibi görünmekte..


şimdi de bir başka noktadan mesela ilk var oluş sürecinden bakalım evren yeni oluşmuş henüz çevre kirliliği yok henüz düşünce kirliliği yok henüz bilgi kirliliği yok henüz insan kirliliği yok ilk süreç temiz masum gittikçe doğal güzellikleri yitirdikçe kirlenmiş medenileşme sürecinde hayatı kolaylaştırmak güzelleştirmek adına yaptığı her eylem kirlenmeyi de beraberinde getirmiş insanoğlunun...

tıpkı ana kaynaktan çıkan saf güzellikler taşıyan içme suyunun akış sürecinde sürüklenirken geçtiği her yere hayat verirken kendisine karışan artıklarla pisliklerle tadının bozulması giderek kirlenmesi gibi içilmez hale gelmesi gibi..:)


aynı durum genetik için de geçerli hani şu meşhur mendel kanunları meselesi

su hayatın temeli aynı zaman da bir başka görevi daha var oluşum sırasındaki göreviyle tohum vs yoluyla genetik bilgi aktarımı..:)

nasıl mı derseniz ilginç bir örnek vermek istiyorum..

japon bilim adamları bir deney yapıyorlar..
önce doğal suyun molekül kristallerini görüntülüyorlar..daha sonra yarım bardak suya zehir damlatıyorlar zehirli suyun da kristal dizilimini görüntülüyorlar doğal suyla zehirli suyun kristallerinin farklı dizilimler yaptığını belirliyorlar...sonra deneye devam ediyorlar..

yarım bardam zehirli suya sürekli su ekliyorlar kristal dizilimlerini fotograflıyorlar bardaktaki zehirli sudan eser kalmamışken zehirli su dizilimlerinde değişim olmuyor milyonlarca kere su ilave ettiklerinde de sonuç hep zehirli dizimli gösteriyor...bilim adamları buradan şu sonuca ulaşıyor suyun hafızası var yaşadğı tüm değişimleri taşımakta diğer su moleküllerine aktarmakta..

su çok ilginç özellikler taşıyan bir sıvı ve dünyanın insanın yaklaşık %70 su...

konular epey derin ve bizler halâ kendimizi evreni anlamak tanımak keşfetmek huzuru mutluluğu sağlamak elele vermek yerine üç günlük ömür için bencilce çıkarlar peşinde birbirimizle uğraşıp bizim gibi düşünmeyen çıkarımıza uymayanları yok etmelerin derdine düşmüşüz sınırlı bakış açılarımızla..:)

tekrar teşekkürler düşünce paylaşımları yarattığınız için ve iyi ki varsınız
insanlığa yararlı tüm çalışmalarınızda başarılar mutluluklardilerim İlhan dost..

sevgim saygım selamlarımla..

Çocuklar ne kadar masum? (Biraz şeytanın avukatlığını yapmanın sırası) 83 Nobel ödüllü Golding in Sineklerin Tanrısı romanı aklıma geldi birden; hatta o kitaba Mina Urgan ın yazdığı önsöz (Aslında sonsöz olması gereken bir metindi ya neyse). Roman bize çocuğun da bizlerden farklı olmadığını, iyiyi ve kötüyü içinde barındırdığını, bir kere kuralların dışında hisssettiklerinde cennet gibi duran bir adayı bile yangın yerine (Kelimenin tam anlamıyla) çevireceklerini söyler (Tabi kişi kabul eder ya da etmez).

Madde-mana dengesi: Zorunlu olarak katlanılan fakirlik insanların manaya önem verdiklerini mi gösterir? Çok uzun tartışma gerektiren konular. Geçmişte maddi imkanlar çoktu da insanlar isteyerek mi sırt çevirmişlerdi? Toplumda yerini değiştirmek mümkündü de hayır mı demişlerdi? Üzerine yazmaya değer konular.

Sohbetiniz benim ve bu sayfa için büyük şans. Saygılarımla.

"Geçmişte bir Altın Çağ yaratmayı seviyoruz. Romantikleştiriyoruz, toz pembeleştiriyoruz; bugünü karartmak uğruna. İnsan doğasının değiştiğini sanmıyorum. Ama artık o doğayı daha fazla ele verme imkanı var."




kapitalist sistemin ruhları karartması bence..:)


beden-ruh=> madde-mana dengesi bozulduğundan sorunlar yaşanmakta dünyada eğitm hatalarının yol açtığı..

her çocuk masum doğar neden kirlenir büyüdükçe hiç düşündünüz mü değerli dost..?

çevresindeki model olan kötü örneklerle kararır dünyası çünkü..

mesela bir deney yapsak;

bir grup çocuğa ideal yaşam ortamı yaratsak insancıl sevgi dolu

diğer grubu da savaş nefret dolu çıkarcı bir ortama bıraksak sizce sonuç ne olurdersiniz..:)

insancıl sevgiler yerine para madde çıkar sevgisi ön plana geçerse sevgi ışığı güneşi kaybolur insanlık karanlığa boğulur..

Geçmişte bir Altın Çağ yaratmayı seviyoruz. Romantikleştiriyoruz, toz pembeleştiriyoruz; bugünü karartmak uğruna. İnsan doğasının değiştiğini sanmıyorum. Ama artık o doğayı daha fazla ele verme imkanı var.

Yorumunuz için teşekkür ederim. En derin saygılarımla.

Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Saygılarımla.

doğru cevap...çok doğru..
sevgiler...

Elden gelen başımıza bir şey gelmemesi için çaba göstermek. Çünkü geldiğinde bir başımıza olacağız.

nasıl bir dünya bu
kimileri can derdinde kimileri keyfınde
ama elden gelen ne?

Öyle. Ahmet serildiği, Selma yıkıldığı yerde. Biz ise kaptırdık, gidiyoruz. Sevgilerimle.

Kendi adıma Van'a..Ama çoğunluk maça :(

Şunu gerçekten merak ediyorum: Hırvatistan maçı mı, Van depremleri mi? Hangisinin haberlerine içimiz elvermediğimiz için bakamadık?

Vahim çok vahim :S En sarsıldıgımız olayları bile çok kısa bir sürede unutup,tekrar radyonun sesini açabiliyoruz...İnsanoğlu garip :S Garibiz...

Çok açık değil mi? Günlük hayatımız değişmiyor, on yıl öncesindeki gibi yaşıyoruz. Bütün olan bitenler birer gazete haberinden ibaret. Radyonun sesini biraz daha açın, hiç bir şey dünyanıza giremez artık.

Teşekkür ediyorum, okuduğunuz ve yorumladığınız için. Saygılarımla.