İrfan Ocağı
Mustafa hocam hak söz dinledim
Gönülden gönüle bir yol eyledim Haklısın bunca yanlış içinden Doğruyu görüp almak gerekir. Düşüp kalka geçti ömrüm bir yerde Sonra topladım gördüm kendimi Dedim ki ey Melik kalk yürü hele Kur’an ile paklansın kirli gönül de. Ahlak pazarında çok kimse gördüm İrfanın ocağından bir köz almamış Birikmiş onca kül ısıtmaz kendin Etrafında bir ışık, bir nur kalmamış. Gördüm kendimi o an aynada Hey zalim nefsim bir dön kendine İşte ölçü, işte Nas durur önünde Oku anla, yaşa vahiyle sende. Binbir türlü kapı var hangisi gerçek Şaşırdım önce hangisi gerçek Yanlışla karışık batıla kandım Batılı çıkarmak kolaydır sandım. Anladım artık gerçek ölçüyü Vahiy duruyor önümde furkan Haktan batılı ayırandır, Hidayet kaynağı yüce Kur’an. Evet Hocam bunlar düşüncem Hak olan gerçeği söyler dururuz Gönülden bağlanıp yüce Kitaba Allah Allah diyerek ağlar dururuz. (Kasım 2011 İstanbul) |