MARTILARüzgünüm martılar ıssız bir adaya sürgülendi güneş mezar çığlıkları sessizliğin perdesini yırttı çıplak karalarda boğuldu denizin kızı vurdu kıyıları köpüren dalgalar ve yürüdü denizler... kırıldı şehrin kanatlarını taşıyan kol uçuştu karanlığın habercileri yarasa gözlerinde ketum bir zafer bilge kuşların ölümünü muştuladılar dağlara taşlara... şimdi bostan korkuluğu bir zamanın gölgesinde aymaz günleri saymaksa bana kaldı üç kuruşluk aklımında çalındığı kayıp tarihleri düşerken takvimler parmak uçlarımda yüzlerce ölü kardelenler eçhel insanların kalabalığından geçerken rüzgârın esrik çığlığı kulağımda... düşkün adımlarımda kangren sancıları ah ! yetim tenimde işkence izleri yokluğun gölgesine tüneyen bakışlarımda gazabın bin bir türlü vaveylası... durmayın! gelin üstüme gölgeler bir orman gürültüsünde vurun başımı duyulmasın çığlığım... kuytu çalılıklara terk edin ruhumu söyleyin çalgıcı böceklerine en afilli melodramı oynasınlar bu akşam yanı başımda... kaybetmişken yolumu hayallerimi umutlarımı kendimi... zembereği kırık vakitlerde güneşle yıkayın yüzümü usulca denizle örtün üstümü duymasın görmesin martılar... ayşe uçar 14/11/2011 |
Kaleminizde mürekkepler sonsuzluğu mırıldansın efendim...
Saygı ve selamlarımla..Trabzon'dan...