3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
916
Okunma

Ne çok kırıklar birikmiş kasemde
Ne çok anılar sümen altı
En çok acıtan ziftmiş kırgınmlıklarım
Bulut misali uçan sözler
Bir kaç küçük ima
Ve üşümüş geçmişin kırık kanatları
Hadi ısıt istersen
Taştan sert ki gururum
Dumana tut yüreğini
Boğulma anında bir tek nefes
Çek çıkar atadan kalma edep yanını
Tut elinden yüreğinin
Ta acıyan yerinden dokun zamana
Hatta saçlarını ör ayların
Ör ki en ufak rüzgara dağılmasın saatlerin
Hadi en çok kanayan yanından okşa
Bir buse kondur alnına küçüklerin
Minicik dudaklarını sür takvimin alnına
Kopsun kopabilirse ağıtları
Dilsiz yüreğin
Çatına konan kargaları besle
Bereket kırıntılarıyla
Ve numrutun dağlarından sür
Ağlayan kayaları
Belki bilenir şükran yeniden
Zülümden renklenmiş sözün koynundan çek çıkar
Çıkar teninden kokuşmuş nefret terini
Okunmuş sularda kırklarla yıka
Elini ayağını
Ne kirli çıkıymış içim
Ne çok dalsız ağaçlar ekmişim çöllerine
Ve ne kadar uzanmışım kalbimin sahiline
Kavruldukça ruhum kararmış
Umdukça seraplar serap olmuş
Bedelli hayatın züğürt bekçisi
Deve kamburu gururum
Her defa yeniden
Muamma sabahlarım
5.0
100% (2)