FATOŞ ÖLDÜ...
Kırk yıl çocuksu yüzün kaldı yüreğimde
Kırk yıl aya yıldıza sordum seni Rüzgara adını yazdım hiç mi duymadın Kırk yıl kulaklarımda çınladı son sözün “yarın her şey çok güzel olacak”. Yarın olmadı can, Bize yarın olmadı, dünde kaldık, Dünde kaldı yüzündeki mahcup ifade, Dün gibi kırk yıl öncesi. Ve o günkü masumiyetin gözlerimin önünde, Konuşurken pembeleşen yanağınla, Dalgalı kara saçlarınla, Sen hep yirmi yaşında kaldın bende, Hala aynıydı beynimde gülümsemen. Aradan kırk yıl geçti, Son halindi yüreğimdeki hayalin Hayaller yaşlanmıyor can Birde ölüler büyümüyor. Biriktirmediğim şiirler yazdım sana, Yazdığım romanın kahramanı sendin. Seni bulacaktım kırk yıl sonra, Sana sürpriz yapacaktım. Seni tanıyabilecek herkese sordum, Hiçbir yerde göz izin yoktu, Sanki hiç yaşamamış gibiydin, Sanki hayaldi benim yaşadıklarım. Kırk yıl sonra sorduğum insanlar çoğaldı. Ve bir kişi nihayet tanıdı seni, Heyecandan kalbim duracaktı, Sana sürpriz yapacaktım kimliğimi saklayarak, Yoluna çıktığımda elimde senin kitabın olacaktı, İçinde bir not “yarın çok güzel olacak”. Oturup eski günleri yâd edecektik, Sevgili olmayacaktık can, Biz zaten başka boyuttaydık dünyadan. Kırk yıl öncesini anacaktık, Belki ağlayacaktık mahcup, gözyaşımızı gizleyerek, Adresini sordum senin bir tanıyana. “Fatoşu kaybedeli iki yıl oldu” dedi Fatoşu kaybedeli iki yıl oldu öylemi? Kim bilebilirdi ki içimdeki yıkıcı depremi, Sustum dilsizler gibi… Boğazım düğümlendi, Beynim uğulduyordu, gök gürültüsü yüreğimde Gözlerimi zapt etmeye çalışıyorum Bulut bulut yağmur yüklüyüm Fatoş öldü demek, Fatoş hala yirmi yaşında, Gidenler hiç büyümezler can, Öldüğü yaştadır genç veda edenler, Şimdi öksüz kaldı düşlerim, Şimdi artık ölü hayallerim… Süleyman EKİNCİ |