KAF DAĞININ ARDINDAKİ ŞEYTAN
Tarandıkça kırıldı kahvehane camları
Paramparça oldular sırça sırça yürekler Gelince devletin hor bakan kör adamları Gördüler her köşede taze bir fidan bekler İyi niyetli yüreklerin Günahkâr ellerine sıkıştırılmış namlular Isındıkça yandı eller dilleri ağıt yaktı Susuzluktan soldular Duyuldu kara haber Kurşun yağmurlarında kırıldıkça fidanlar Öldüler birer birer Savunmasız ifade imzaladıkça eller Kırılmış parmakların arasından kan sızar Lal olur birden bire marşı söyleyen diller Filistin askısından gece gündüz can sızar Fitiller ateşlendi On iki Eylül apoletlerinde Ve tanklar düştü yola Taşı ezen demir gıcırtısı Ağaç yapraklarını sıyıran namlu Kaçırdı dallardaki kuşları Paletlerin altlarında kaldılar Yayıldı kara haber Ezildikçe fidanlar Öldüler birer birer Saldılar kardeşini kardeşinin üstüne Ağlıyor kardeşkanı aktıkça bütün vatan Bir emir aldı Mehmet, dedi ki baş üstüne Gülerdi Kaf dağının ardında ki kör şeytan Anası ağlıyordu sıkılan yumrukların Yangısı düştü yüreğine Kardeşine kurşun sıkan Mehmet’in Ve keyfinden gülüyordu Kaf dağının ardındaki şeytan Sayıldı kara haber Ağaçlara asıldıkça fidanlar Öldüler birer birer 12.09.2011/Samsun İbrahim COŞAR |