dağın yükü
Aç kursağını açarak
ilk çığlığıma ebabil konmuş doğduğumdan beri gülmüyor hayat, bak... her geceyi bin bir emekle boyuyorum yetmiyor düşlerime renk, helal bir şafak istiyorum şu sabahlardan yüzümde iki köz Bir yolcu beklerken ak yoldan dört koldan etrafımı sarıyor karanlığın suru kuruyan umutları yeşertmek için ağlıyorum canlansın zaman bitmiş dilimde söz. Koca bir dağı kundaklayıp yatırıyorum bulutlardan beşiğine ninnisini rüzgardan yorganını kardan yapıyorum üşümesin alışsın hayatın özüne. Dağ da olsa O da anlayacak eteklerine tutununca bir sarı çam bir kiraz ağacı bir de ağlayan nar, İşte o zaman onda da başlaycak Ve onda da yeşerecek öz… Ve akıp gidecek söz… Fotoğraf: Ahmet AKBUĞA (Van-Erciş) |
şiir yazılcaksa
böyle yüreklice
ve candan dokunmalı.