İNSAF ET!
İNSAF ET!
Ben bir çobanım insaf et Abam etime emanet Vakurluğuma kumrular kondu Dün… Kavalım oğul oğul ezgiler Bir seher koyunlar öptü boynumu Düğün… Yarım iklimler Bir katre/ertesi Kızgın bulut Ve karayel… ……. Ben bir çobanım insaf et Kurşun nutkuma esaret Ovama kurtlar indi ininden Bir sahur vakti Bir tin iklimi Bir tuana… Korkuyorum şubat turşusu benliğimden İliklerime bal istifleyenden… Nefsimden… ….. Ben bir dervişim insaf et Hû! Güneş tohumu Ben bir dervişim insaf et Hayy! Ve içimi yaran ay… Kerametime küstüm Merhametim düğümlü Kibrime örtüler örttüm Cancağızım Neyleyeyim dilim ölümlü… ………. Ben bir toprağım insaf et Bağrımı güzel böceklerle süsleyen Çivisi çıktı kalp duvarlarımın Ve duvağı yandı Gelin olmadan Annesiz uzuvlarımın İzi kaldı derinlerde sessiz Ben ıssızlığıma sağır İnsanlık kahrına âşık Aynalar kırdım taş putlarımdan Yine de içim içime putlaştı… … Ben ivecen bir ilacım insaf et Lahzanın suyunda eriyen İplik iplik parmaklarımdan taşıp Bir bardakta çölleşen… …… Gümüşten bir müjde Eser mi bu ardıçtan Tan zamanlarında Beklerim biteviye Beklerim… Beklerim… Beklerim… Millenmiş bir ispinoz gibi… ………. Mahya |
Umudumu kesmiş değilim,
bir gün böyle şiirler de kıymet görecek defterde...