HÜZÜN
Yeri yurdu belirsiz bir yüreğim var sorma
Kapısını dışardan kapattı kara sevda Yapma dedim ey hasret gel sen gönlümü yorma Yıkılır mı toprağa bir çınar gibi gövde Müşrifi harap olmuş ağlarken anılarım Mürekkebi kurumuş üzgündü sanılarım Mürivvetini görsem gönlümün bari bir kez Ondan sonra mektepli olsun tüm gündüzlerim Sabi sübyan yüreğim aşktan alırken ikaz Şimdi bayıra döndü o yemyeşil düzlerim Topuğuna basarken ruhumun artık gece Sessiz bir film çevirdi kalbimde nankör ece Keşke soğuk yüzünü görmeseydim hasretin Keşke pestenkerani duygular deyip geçsem Miadını doldurup kara yüzlü nefretin Keşke karşısında ben bir kadeh şarap içsem O sırat köprüsünden geçerken sevaplarım Falakaya çekilir tüm müzmin cevaplarım Selam ve sabahını keserken güneş benden Sebil edip dağıttım gözümdeki yaşları Rahatını bozmadan vakit vururken senden Döktüm eteğimdeki kirli olan taşları Yükünü yücelere yığarken hûma kuşu Siyahlara bürünsün aşkın sağolsun başı ASİYE ALEV AKBOĞA |