dua'm acı dua'm kan
Göğün demir yürekliliğinden korkup kaçsan,
pas yağmurlarıyla ıslanacaksın belki de başka adamlarla.. Tanrı’yı uyandıracaksın belki de asırlık sessiz uykusundan keman çığlıklarınla... Kanınla ıslanacak toprağın kendine sığınamazken, derinine kovacaksın yalan çiçeklerini belki de başkalaşacaksın bir kökün bitimine doğru yavaş yavaş... Kaç rengi intihar ettireyim uğruna yüzümün beyazına karışmış yıldızına, ay parçalı ellerimi kestim gittiğinde, artık suların çekilme intiharları var yıldızlara kazınmış... Etimin mezarında karanlığım, öpüştüm toprağın kan kızıllığıyla, lal tenimi satsam adıma, yumuşar mısın toprağıma pasını attığında, ekimlerde yoğurulup ekinlerde bekle... Her mum karanlık getirsin gecene, yağmuruma.. Her yalan ışığından karanlık mumu sersin piyanomun tuşlarına... Yittim yalanlarınla öldürdün tanrımı.. Lal geceme merhaba... Açtım kapımı gidişine... ipini çektim zaferimin... ve sesim sustu duam acı... duan kan... duam gölge... |