Sevgiler büyüttüm
kır çiçeklerinden, güneşin kanını emen
umutlar yeşerttim bahar renginde al yeşil dağlarda kar erirken ceylanlar emzirdim melekler uyandırdım her tan ağardığında toplamak için bütün düş kırıklarını aynalardan yıldızlarla selam yolladım sana ve her gece mavi bir kuş tutup avuçlarıma dudaklara gül ve rüzgar iliştirdim dağların doruklarına gelmedin. upuzun köprüler kurdum içimdeki yolculuklara sana kavuşmak için beyaz günlere uzandım beyaz atlarla, sana getirsinler diye umutlarımı seninle öpüşürken beyaz beyaz güvercinler kanat çırpıyordu mavi göklerin burçlarında bütün ayrılıkların, savaşların, ihanetlerin üzerine bir çizgi çekiyordum en güzel barış çiçeklerini versin diye dünya ak alınlı taylar koşarken alnımın çayırlarında al türkülerle inledim lekesiz sabahlara her bahar özlemler kanatıp gecelerin sayfalarında mavi rüzgarların terkisinde sevgiler yolladım sana çoğaldıkça çoğaldı çılgınlığım kanımda milyonlarca yıldız tutuştu alevler içinde parlayan nehirler aktı yüreğime her defasında her suyun sesine bir damla gözyaşı bıraktım senin için gül desenli yaylalara bilmedin bilki sensiz uzak bir dağbaşı ıssızlığıyım yoksan ürpertilerde tiril tirildir yapraklarım seni özlemenin korkunç girdabında göğünü ve yönünü yitirmiş göçmen bir bulut olup her gece uçurumlara ağlarım hasret ateşine bürünürken geceler uzun ayrılıkların dağladığı sevdalarda korkunç alevler içirdim seni seven yanıma iç çekmeyi öğrendi bir yanım, acı çekmeyi bir yanım ve ardından oturup ağladım küskün ırmaklar gibi karışıp gitti gözyaşlarım çağlayanlara silmedin ey kırçıl saçlarımda yıldız tutuşturan alıp savuran yangınlara yalnızlıklara hazan bahçelerinde yaralı bir güldür kalbim şimdi dört mevsim aşkı kanayan sen ki, yüreğimde demlenen aysın her gece gözlerimde çiçeklenen aşk uzun saçlı hasretimsin geçen bütün mevsimlerde seni bekledim gelmedin özlemlerle yaralı bir yağmur bulutuyum şimdi firari bir hüznün girdabında yitirdim güldesenli sevinçlerimi bil ki, çağlayan bütün nehirler benim gözlerimdir benim yüreğimdir ağlayan bütün denizler su içtiğim bütün pınarlarda seni susarım seni sorarım geçtiğim bütün yollarda düştüğüm her uçuruma bir tutam çiçek bırakır gibi bir tutam kor ve bir demet gözyaşı bıraktım senin için gelmedin bilmedin silmedin... Bir gün gökyüzü gülünce ve geçince üşümesi kalbimin bütün hasretleri yükleyip rüzgarın kanatlarına yüreğimde taşıdığım sevda aleviyle upuzun yollardan çıkıp geleceğim sana... Bekle... Yalan söylemeyi sevmiyorum Söylediğim zaman benden bir parça kopuyor sanıyorum Gerçeklerime tutarsız davranmak istemiyorum Sen beni seviyor olabilirsin Ben seni Sevmiyorum Rüyalarımı süsleyen meleğim sen değilsin Baktığım bütün canlı,cansız varlıklarda seni görmüyorum Peşinden koşmuyorum,çünkü seni özlemiyorum Kandırmak bana göre değil Duygularla oyun olmayacağını çok iyi biliyorum Seni sevmiyorum Seninle bunları konuşmadan uzun süre düşündüm Bilmiyorum,Şimdi böyle düşünüyorum Bende seni sevmek isterdim Fakat kısmetimde yoksun Zorlamada olmaz gönül işinde Ben yolundan çekileyim Sen üzmemek sana en büyük hediyen olsun Karşılıksız sevmeyi bende bilirim Dürüst olmak gerekir var veya yok Bazılarına bunu söylemek zor gelir Açık konuşuyorum hanım efendi Seni Sevmiyorum… Yalan söylesen,gezsek,eğlensek,paylaşsak Olmayanları var edemeyiz ki Sanma ki bir anda karar verdim buna Günlerdin düşünüyorum Son kararımı verdim sen bende yoksun Gerçekten seni sevmiyorum…. Kırıldı artık kelimelerim Üzgün oluyorum bazen Anlaşılmaz oluyorum Yarım kalmış sevinç gibi oluyorum Beklentiler boşuna çıkıyor Gülleri soluyor zamansız... Kalpler kırılıyor bilinmeden Acı veriyor artık yaşamak Üzülürken sadece üzülüyorum Senin yükünü ödetemeyecek sevdiklerime Kırılıyor kelimeler eylülün ardından Soğukların cebelleşecek zamansız Üşüyeceğim üzerimde sadece hüzün olacak Soğuk odalarda resimlerine bakacağım Tebessüm edeceğim kelimelerim kırılarak... Gideceksin Esiri olduğun bu sevdadan Kopup birleşmemek üzüre çıkacaksın ayrılık yoluna Bir daha adını anmayacaksın hatıralarda Sileceksin yüreğindeki sevda silgisiyle Gideceğini söylemeden çekip gideceksin Yazın bitişi gibi olacak gidişin Üzerimize ağırlık çökecek sinsice Kaldıramayacaksın ağırlığını ayrılığın Cezalarını ödemek isteyeceksin gidişinde Yeni bir ceza alarak… Hasret rüzgarlarının tokat gibi estiği Kavganın orta yerinde kaçacaksın gözlerinle Adını andığında cız edecek kelimelerin Kaybetmenin acısını giderken anlamayacaksın Sonra kaybolacak gülüşlerin Dağ yıkan gülüşün… Bilmeyeceksin gülüşüne canımı vereceğimi Gideceksin Aşkın arka kapısından gizlice kaçarak Gideceksin gelmemek dönmemek üzere… Sen istediğini söyleye bilirsin Kırıcı kelimeler,anlamsız cümleler Sevmediğini,istemediğini,Gideceğini Düşüncelerini beyan edebilirsin Ben Son sözümü söylemedim Bir anda bitireceğine,unutacağına inansan da Yaşanmışlığı unutamayacağını bilmelisin Arkamdan konuşuyormuşsun Bitti diye Dikkat et güzelim Ben bitti demeden bitmez Aşk iki kişilik yaşanır senin için bite bilir Ben Son sözümü söylemedim Seni gerçekten sevdim,değer verdim Yanlış insanların düşüncelerine güvenmişsin Ben seni yüreğine güveniyorsun diye sevmiştim Sana aşkım,mutluluk fazla geldi Sen Aşkı bitirmek istedin,bende bitti dedin Ben son sözümü söylemedim. Yolun açık olsun diyorum sana Pişman olup gelirsen af dilersen yüreğimden Yarım bıraktığın Aşkına sahip çıkmak istersen Sana son sözümü söyleye bilirim İkinci el aşk,mutluluk kalmadı sewdiğim Üşüyen aksamları suskun saatlerinde buldum seni Sevgiye hasret gönlüme, Aşka suskun dilimle Seni seviyorum diye haykırıyorum tüm dünyaya Yalnızlığa demir atmısken cıkageldin kalbimin en güzel köşesine Gülmeye hasret gözlerimle, Sevdaya yoksul bedenimle , Canım diye sesleniyorum gecenin ayaz vakitlerinde Yaralı yüreğimi tatlı gülüşlerinle iyililestirdin Karanlıgı emziren geceme parlak gözlerinle giriverdin Sen benim kıymetlimsin.. Alfıgım nefesim, sevdigim birick canımsın.. Ölüme davetiye bastırırken tutun ellerimi Mutluluga hasret tenimle, Umutların fakir gülüşlerimle, Seni senden cok seviyorum diye yazıyorum kalbime Seninle ilk tanıştığımızda Yüreğimde bir şeyler kopup gitmişti sana İsimlendirememiştim o zaman bunun ne olduğunu Şimdi Anlıyorum ki Sana ben Aşığım... Belki sen beni hiç düşünmüyorsun Geceleri uzun uzun yastığına başını koyup Beni düşünmüyorsundur Ben senin Aşığınım Gün gelir belki bilirsin Anlatmaya kelimelerim yeterse Karşına çıkıp sana aşığınım diye bilirim Beni Belkide hiç sevmeyeceksin Dinlemeyeceksin, Üzeceksin, Kıracaksın, Yok sayacaksın... Ben yüreğime güveniyorum Senin Aşığınım bebeğim Kendine söz veriyorum Gerçeklerimle sana geliyorum Yüreğini Duygularıma açarmısın İster kölen yap beni İsersen sevdiğin Senin duygularına kapılmış bir tüzgarım ben Seni daima sevmeye kendini adayan Bir aşk adamı,Aşk kadını Al yüreğimi koru herşeyden çünkü yüreğim artık seninle.... Ne olduğunu bilemediğim duygular Firar edip içimden düştü yollara Kah deniz dalgalarında, kah kuşların kanatlarında Gezindi durdu senelerce Yorgunluktan bitap düşünce Mola verdi sevgi meyhanesinde İçti kana, kana aşk meylerini Sonra sarhoş oldu sanki bir deli İçimden çekip çıkardım Hafızamda ustaca çizdiğim hayalimi Deli miyim neyim Ona anlatıyorum bütün dertlerimi Aslında o yok Masamda oturan hayali İçtim, içtim sanki çareydi Gecenin buz kesen ayazında gizliydi Aradığım Tanıyamıyordum kendimi Kurtulurdum belki Atabilseydim içimde yaşattığım seni Sebepsiz yalnızlıklarımın Adres boşluklarında ne geziyorsun Beni burada bulabileceğini mi sanıyorsun Göz gözü görmez, Toz duman içerisinde Yalnızlığımı mı arıyorsun Sensizliği bulanık deniz sularında aradım Yönümü bilmeden Soluksuz Derinlerde en derinde İçerde, yaranın tam iyleşmezinde Yemsiz oltalara takıldım Çırpındım Başı boş sevdaların mavilerine koştum Tek küreği kırık yüreğimle Ve sen geldin Ama ben çoktan gitmiştim... Yoludur siyahlığında sakladığın sevdanın Yüreğin aksidir. Bir kıvrılıştır yüreğine; Fırtınaları saklayan; Nefereridir sırlarının Yüreğindeki fırtınaların yollarıdır,gözlerin Yüreğine giden yolları bulmuşum Çek o neferleri sana gelen yoldan Aç sırlarının kapısını Bırak akayım gönlünün mahremlerine, Bulut olmuş gözlerinin her yanı Sen bulutların arkasında kaf dağı Yol ver bana Dağıt bulutları yolundan İzin ver senle olayım Kaf dağına bir damlayım Olamam senin gibi bir dev Belki yüreğime sığmaz sevdan Sevdama izin ver Gönlünde kandil olayım Sevda kandili,yollarını aydınlatan Yeminliyim Kalbimi bırakıp gidiyorum Söz verdiğim gibi İçinde sadece sen varsın Sen... Yalanların olmadığı, savaşların uğramadığı, Dostlukların bozulmadığı, Sevdanın oyuncak olmadığı, siyahla mavinin kardeşiliğini yitirmediği, Rüyalarımın hepsini Yüreğini Aç sana gönderiyorum Yeminliyim Ben senden sonra bu kalbimi kullanmam Canım,Aşkım,Birtanem diyemem Çünkü benim herşeyim sensin Gelmezsen Sevda dolu yüreğimide Son mektubumla gönderirim Hayalerim Gözlerimdeki anlamsızlık yok olur Bende yalanların esiri olmadan Sevdamla birlikte Köşe başlarında rüzgarın fısıltısında Uzaklara bakarak,Yolunu gözleyerek Gizem dolu günlerimi devam ettiririm Yenimliyim Ben senden sonra sevmeyeceğim Yerine zaten sevemem Ben seni sevdim Sen beni sevdin mi? Bilmeden Sevseydin Çığlığını rüyalarının gizeminde duyardın Bana söylemesen bile yüreğimle anlardım Ben semdeyken,sen nerdesin Yeminliyim yoluna Aşkıma... sana uykular taşıyacağım deliksiz süslü kahvaltılar gibi kahvaltısız sabahlar seni uyandırmanın en güzel yolunu bulup kıyamayacağım uyandırmaya kimse görmüş değil henüz bir meleğin nasıl uyuduğunu ama hala benzetiriz bir meleği bir güzelin uykusuna ama sen melekler gibi uyuma melekler gibi uyan tam da çağla zamanında baharın gözünün sürmesini yüreğime akıtman bir uykunun en güzel yanı seninle uyanmaktır senden uzak bir uykuyla kandıramıyorum hiçbir geceyi. Göz yaşlarımla büyütüyorum Sana sunağım gülü Göz bebeğim kadar yakınımda duruyor Bir saniye olsun ayrılmıyor yanımdan Senin sevgini bana anlatıyor Yüreğimde dinliyor Ben elimde bir bardak demli çay Uzaklara bakıyorum Düşünüyorum Adını yalnızlık koyduğum bütün gerçekleri Sil baştan anıyorum Susuyorum… Elimde bir kalem, bir kağıt Hayalini çiziyorum Kalemin gücü yetmiyor Masumiyetinin güzelliğini çizmeye Ben resmini kalbime astım Senin bile göremeyeceğin bir yere Hüzünlerim baş ucunda konuşurken Ben resmine bakıyorum Mutlu oluyorum… Zor oluyor yaşamı sensiz sürdürmek Fakat alışıyorum yalnızlığa Gözlerinin derinlikleri zümrüt gibi… Sustum! Ne kadar susulacaksa o kadar sustum! kendimle konuşuyorum şimdi yalnız... yalnız yüreğimle dokunuyorum sesime kimse duymuyor... sustum sustu dudağımdaki şarkı, gözlerimdeki şiir yaraları yalayan rüzgar sokaklarında kahrolduğum şehir gözlerim konuşuyor yalnız! sustum! bin ah sürüp dudaklarıma ne kadar susulacaksa o kadar sustum! sustu benimle deniz, sustu deli dalgalar, sustu martılar... umutlarımı sarıp rüzgarlara uzaklara savuruyorum her gece yıldız yapıp serpiyorum gökyüzüne kimse görmüyor... saçı ağarmış hayaller nemli kirpiklerle bulutlandığında gözlerim gökte şimşek olup çakıyorum kimse görmüyor... Sustum! tuz basıp yaralarıma! sustum içinde volkanlar taşıyan bir derviş gibi yaslanıp yalnızlığın duvarına gül döküp kalabalıklara kimsesiz geziyorum gönül ülkemi her gece kimse bilmiyor... sustum! sustu benimle gök, sustu dağ, sustu toprak acılar konuşuyor şimdi yalnız yaralı gönlümün sızıları konuşuyor tutup öldürüyorum içimdeki sevdaları bir bir atıyorum uçurumlardan kimse görmüyor sustum! saçlarını kokluyorum rüzgarların dudaklarından öpüyorum hayatı içimde incecik bir sevgi ürperiyor sarı hüzünler dökülüyor gönül bahçeme gelmiyor beklediğim bahar yaralar merhem tutmuyor gözyaşı olup dökülüyorum kaldırımlara mendil silmiyor yağmur dinmiyor sevdiğim bilmiyor sustum sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu zaman sustum yalnız gözlerimle dokunuyorum hayata kimse duymuyor sustum! İçimdeki dalgalar kabardıkça volkanlar gibi sustum sustu dudaklarım, sustu gözyaşlarım sustu gözlerimdeki şiir gönlümdeki nehir bulutlar haykırdı isyanımı şimşekler haykırdı sadece ben duydum sadece ben ey beşiğini sallayıp boğduğum hayat kucağımda büyütüp öldürdüğüm sevgi yaralar merhem tutmuyor geceler avutmuyor ben sustum acılarım konuşuyor yalnız ben sustum! susmuyor yüreğimi kavuran kasırga pencereme vuran yağmur damlaları susmuyor her gece dışarda inleyen rüzgar gelmiyor bahar kuşlar sevinmiyor yıldızlar küs ay üzgün güneş doğmuyor acılar dinmiyor içimde binlerce şiir kanıyor her gece kimse bilmiyor sustum! sustu benimle sarı sabır, sustu hasret, sustu hayat sustu zaman acılar konuşuyor yalnız acılarım konuşuyor kimse duymuyor... duymuyor... duymu... duy... Seninle Silah kullanmadan savaştık Senin mermin gözlerindi Benim Silahım yüreğim Bizim savaşımız Düşsel bir savaştı İçimizde ki Duygu savaşıydı Bu kargaşada berabere kalma şansımızda yoktu Birimizin olmayışı Füzelerle yıkıma başlamak demekti Her şeyi bıraktım Sevdamla siper aldım Korkusuzca savaşılması gereken ne varsa yaptım Bütün cepane mi çok güvendiğim kalbine sakladım Silah kullanmadan savaştık seninle Kelimelerin yitik bir anlam kazandığı olay yerinde Ben gözlerinin güzelliğiyle savaştım Sende benim yüreğinle savaştın… Hiç kan akmadan biten tek savaştı bu Silahsız savaştık seninle… Seni yazmak istedim Elim titredi yazamadım Kalemi tutarken birden yüreğim titredi Senin bakışların sanki kağıdın üzerine mıhlanmıştı Baktığımda kağıdın üzerinde gözlerini gördüm Seni Düşünmek istedim Dakikalar,Saatler,Günler Yetmedi Hepsende oldum Sensizliği bitiremedim Seni okumak istedim Her şiirimde ismin vardı Gözlerinin güzelliği Yüreğinin bütünlüğü vardı Duygularım kelimelere sığmadı Seni görmek istedim Uzaklardan bir mekan seçmisin kendine Taşıt gitmez,Kervan geçmez bir yerde Sadece duyguların geçtiği yerde Seni bekledim durdum Gelmedin... Yineden Ümitle bekledim durdum Uzun zamandır bekliyorum Yıllar geçsede bekleyeceğim Çünkü Yüreğimin sahibi sensin... Önce lacivertini sevdim denizin mavisini, kumsalını, martılarını bir geceyarısı serinliğinde parıltısını yakamozların dalgaların kumsalı öpüşünü ve bir gitarın tellerine saplanmış kalmış yarılanmış bir şarkının sessizce ötüşünü bir yanım sancıdır hep, bir yanım hüzün nedeni belirsiz bir korkudur bu yerleşir içime ansızın. Nedir bu korku, kimdir uçsuz bucaksız bir orman bir yeşillik, bir çimdir kaybetmeye mahkum her zaman yenik, ezik bir seçimdir arkadan vurmasıdır bir kansızın nedeni belirsiz bir korkudur bu yerleşir içime ansızın Camların arkasından sevdim seni Dokunmadan hissetmeden... Elimi uzatsam tenine değecek sanki tenim Ama sen habersin ilgisiz hissiz Camlara uzattım elimi Sana dokunabilecekmiş gibi Soğuk prüzssüz nesneyi sevdim Seni sever gibi Baktım sana tüm gözlerden sakınarak Takvim yaprakları inerken duvardan Seni seyrettim camların arkasından Seni bana çeken ne Caziben nerde Parlak kumların ardında olmanmı Kafesinde mutlu huzurlu durmanmı sorunum Yoksa kırmayı hayal edip vazgeçtiimdenmi Belkide korktuğumdan Kırıklarla avunacak olmamdan Belkide kanlı ellerimle sana dokunmaya kıyamayacağımdan Kırılır aynaların yıklırı duvarların Yıkıntıların önünde bekleyecekken Seni başkasına sunmanın ne anlamı var? Varsın dursun engeller. Ben ulaşamzsam kimse ulaşamaz sana değilmi ? İzliyeyim senin mutlu duruşlarını, ben izliyeyim sadce Duymayayım kokunu Kimse dokunmasın Sök kalbimi yerinden bak içine, gör seni nasıl sevdiğimi, Umutların tükendiği yerde, ben ölürüm sevdiğim. Pencere ye çıkıpta bak dışarı, gör seni nasıl beklediğimi, Hayellerin bittiği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim. Yelken açıpta gitsem uzaklara, kırılan kalbime derman arasam, Kaybolan yıllarımın gelmesi için, umut verecek tabib arasam. Umudu yoksa sonsuz aşkımın, bu sevgimi sinemde saklasam, Kaderimin gülmediği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim. Bilmem bilirmisin, bu dünya hep acılarla dolu, Bir gün gözler kapanınca, o zaman biter hayat yolu. Sevipte alamazsa bir yiğit, aşkı uğrunda ölüm olur sonu, Sevdanın bittiği yerde, ben ölürüm gör sevdiğim. Aşık olan der ki, bu dünyanın bir gün sonu gelecek, Buraya gelen unutmaki canım, bir gün mutlak ölecek. Su vefalı gönlüm, unutmaki seni hep sevecek, Kalbimin durduğu yerde, ben ölürüm gör sevdiğim. Kaç gel günahlarından Akşam olmak üzere Güneşin kızıllığı dünya üzerinden Bütün aşıklara Gülümsüyor Gece gelmek için sabırsızlık yapıyor Yıldızlar mesai için son hazırlıklarını yapmışlar Parklarda cıvıl cıvıl çocuklar Kalplerinde tertemiz maceralar Kederden yoksun |