)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-248-)(-)(-)(
...............................................
******************* NE ÇARE ******************* Bir ömürdür geçti gurbet ellerde Tutuşup aşkına yansam ne çare Dediler ki bağlar olmuş virane Arz edip sılaya dönsem ne çare Yıllarca gurbette sensiz dolaştım Döküldüm yollara dağları aştım Kıymetim bilmeyen bir yara düştüm Bu aşkın narına yansam ne çare Azrail başımda ayırır paya Gün olur beni de koyar sıraya Mademki ayrılık girdi araya Anmasam ne çare ansam ne çare Hakikat bilmeyen özden anlamaz Halden anlamayan sözden anlamaz Kenan doğru söyler nazdan anlamaz Bu kadar derine insem ne çare *************** Kenan Balcı *************** 1961 yılında Ardanuç’un Göreşet (şimdiki adı Kutlu) köyünde doğdu. İlköğrenimini köyünde, ortaöğrenimini Artvin’de, yükseköğrenimini Lyon’da (Fransa) tamamladı. Aşıklık geleneği ve şiirle küçük yaşlarda ilgilenmeye başladı. İlk şiirini ilkokul döneminde yazdı. Köylerine gelip giden aşıklar ve okuduğu kitaplar aracılığıyla kendini geliştirdi. Yaklaşık 10 yaşında bağlama çalmayı öğrendi. Yörede bilinen Sancaktar, Refik, İlhani gibi aşıklarla tanışıp deyişme olanağı buldu. 1979 yılında öğrenci olarak gittiği Fransa’da da edebiyatla ilgilenen Balcı, 2000 yılında yeniden Türkiye’ye yerleştikten sonra kendi kurduğu »Gurbet« adlı dergi aracılığıyla ve Osman Kaya’nın desteğiyle çalışmalarını sürdürdü. Kenan Balcı’nın şiirleri değişik gazete, dergi ve araştırmalarda yer aldı. KAYNAK:© BeKa Sitesi .............................................................. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-248-)(-)(-)( Diyar diyar dolanırım yar diye Her gördüğüm canan sansam ne çare Bülbül gibi gülde ah-ı zar diye Zikr eyleyip adın ansam ne çare Nasıl unuturum gördüğüm günü Çarpıyorken yürek cız der ya hani Bir gün olsun saramazsam ben seni Aşkından divane dönsem ne çare Aşığım bilesin gülün alına Ben bu ömrü feda ettim yoluna Yar diye uçupta gülün dalına Şeyda bülbül olup konsam ne çare sürdüm elden ele sevda atını Dolandım sen diye göğün katını Başkasın elinden aşk şerbetini İçerek sen yoksan kansam ne çare Sevdanla çağlayıp ufuğa değip Bulutla ağlayıp göklere ağıp Çatlayan toprağa aylarca yağıp Yağmurla birlikte dinsem ne çare Sen varsın sevdiğim dua,niyazda Sen varsın gönülde,baharda,yazda Issız dağ başında kuru ayazda Senin hasretinden donsam ne çare Doslarım durmadan derdimi deşse Bu aşkım bir gülün dalından düşse Yanan deli yürek küle dönüşse Titreyen mum gibi sönsem ne çare Yüzüne bakarak merhaba deyip Bu güzel anı birlik kutlayıp Sevdamı sırçadan bir kaba koyup Almazsan gururla sunsam ne çare Lüzumsuz aşkını kutsal bilipte Birlikte ağlayıp birlik gülüpte Aslının saçından alev alıpta Aşık Kerem gibi yansam ne çare Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Dumanlı, karlıdır aşk da dağlarım
Tükendim, eridi yürek yağlarım
Çare diye bala bansam ne çare....
şair olacam bu gidişle
hürmetlerimle