Mavi önlük sevdası...
Bir çocukluğumuz olmadı
bizim, gözümüzü açtığımızdan beri kavgalıyız hayatla! Savaşımız ekmek kavgamız ekmek bizim... Zor uyanmak sabahları sırta sandık ele fırça. Korkmuyorum sarkıtlardan ayazlar ağzımın buharında biter... siyah bir güne merhaba.Postallar elimde parlasın yüzü düşmesin amcaların güne merhaba... Vitrinlerde "mavi önlük" içimde aynı burukluk silgi kokmuyorum işte okullu çocuklar gibi zaptiyeler döğmüş gece,mor güllere benzer yaram açmış anne bak omuzumda! Kokla zulüm kokuyorum...Dirayetsiz demesinler işte acı işte oğlun işkencede gülüyorum...işkencede gülüyorum... Ne saatim ne vardiyam var, götürü almışım hayatı. Adam olmaz deme anne, işte hayat işte oğlun başı dimdik yürüyorum...başı dimdik yürüyorum... Akşam babamda bi surat, hasta deyip geçiyorum ciğer yarasıdır zira kuruşları avucuna saysam ne çare!... Yaralarım belki korkum hep bu. Ağırına gider belkim bu küçük ellerden para almak... Küçük meleğin ağlamış gün boyu, yüzü kir toz içinde altı ıslak, ayağı çıplak, kapıdan kendini sokağa atmış anne diye! Ölecek zaman mıydı anne? Bizi böyle bırakıp gidecek zaman mıydı? Günlerin güneşi düşmüş al avucuna koy yüzüme içim ışısın! Yüreğim soğumuş, uzat elini uçurum kenarı hayatıma... Ellerimin rengi değişmiyor anne simsiyah!... Kaderime benziyor sandığımın rengi simsiyah anne simsiyah... Sen inandırdın güzel günlerin geleceğine. O günler nedense hiç gelmiyor anne!... Güneş bizim için acı doğuyor her sabaha. O dediğin günlerin inancıyla yinede umudum var az biraz hayatta, umut fakirin ekmeği ya soğanla arkadaş etmişiz onu çoğu günümüz onla tevennüs... Zaman acıları dizginlemekten aciz. Bıraktığın boşluk hep acıyor. Hayalin yastığımla arkadaş, hayalin kirpiklerimi öpen gözyaşlarım gibi gözümde. Her gece yanağımdan öpüp gidiyorsun anne!... Memed’in altısından gün almış, okusun isterimde olmuyor işte bir günü öbürüne atmaya gücüm yetmezken. Babam telden araba yapmış kalem defter isterim illa demiş akranlarına özenip. Ondada bir mavi önlük sevdası ki yüreğimin içine işler ne hal ne güç yetiyor... Geceleri elde mendil, bir ekmekte ordan belki deyip geziyorum kaçtır. Kahvelerde yaş sınırı zaptiyeler yine bana! Oyy ordan vurma taze yaram burdan vurma şişer babam kaçabilsem kaçıyorum işte... Karanlık sokaklarda köpek sesi, içimde korku içimde panik. Çaresizlik bilir mi ? çalacağım kapılar...göklere dayanan binalar... Hayat üstüme üstüme geliyor anne. Sesim kırık sesim boğuk hıçkırıklarım içime. Hayat üstüme üstüme geliyor anne!... Bu sancılar ki asil yüzünde biten. Bu acılar ki sıcak göğsünde dinen. Aşmış geçmiş naçar gövdemi katran gecelerde haykırsam sesim döner döner yine bana. Hayat üstüme üstüme geliyor anne... Babamın ilaçları bitmiş meleğinın çorapları yok memed’in desem pabucu delik yine yetmedim işte, kalkta yüzüme tükür be anne!... De yinede ne desem; Vitrinde bir mavi önlük içime sancılar düşer. Silgi kokmuyorum işte okullu çocuklar gibi. Zaptiyeler döğmüş gece, mor güllere benzer yaram açmış anne bak omuzumda kokla zulüm kokuyorum... Dirayetsiz deme anne! işte hayat işte oğlun işkencede gülüyorum!...8-10.ocak. 2009 (5 yaşındaki boyacı arkadaşım Musa’ya...) |
EDEBİYAT DEFTERİ…
ŞİİR DÜNYASINA HOŞ GELDİNİZ…
Şiir yaşam biçimimizdir…
...........................................Saygı ve selamlar..