KAR YÜZLÜ YALNIZLIKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın yine ve yeniden
aşkın anaforuna çekilir yokluğun bohem notalara sürüklenir sembolist çalgılar savurur saçlarını vals çiçeği ölüm dansına tutunur ritim sesi yapışır katedral gövdesine koronun dilimde eskitme bir küf tadı kar yüzlü yalnızlık düşer gecelere titrer siyah beyaz fotoğraflar anılar titrer bir bir re notasında akar kulağa yine açar zamana vals çiçeği yenidenleri salkım saçak anekdot düşer kıvrılır etekleri kızıl şal omuzlarına [ben] sarılışı asılır gözlerine Endülüs bakışı şehri böler iki yaka akışı üşür mavi aşk üşür buz keser kar yüzlü yalnızlık gelir üstüne üstüne gramofon iğnesi saplanır yüreğine savurur kırkbeşlik dönüşleri ritim tutar aşka evvel ezel uzakların alaca akşamlarına umut tan doğumları kehribar göverir karakış güncesinde yırtılır fotoğraflar raflar arasına sızmış veda g[s]özlü mektuplar silinir kaçak bakışları düşlerin devrilir Endülüs’ün sütunları nazenin yerle yeksan re notasına mim ! takılır iğne mi yurtsuz mi sürgün gözlü nota çınlar şaşkın yarım vuruş ya da yürekten vuruluş Endülüs ahh Endülüs ! bana hep eski bir aşkı hatırlatır söyle şimdi kar yüzlü yalnızlık aşk nerde başlamıştı söyle şimdi nerde biter Yahya İncik/ Eylül-2010 |