TUFACI ÇOCUKÇocukluğunu pek hatırlamıyor tufacı çocuk, Silik, soluk hatları belirsiz,siyah beyaz, İyi çekilmemiş bir resim gibidir aklında, Dokuz on yaşlarının bir yaz gecesiydi, Küçük bedeni yorgun düşmüştü, Dalmıştı uykunun derinliklerine Tufacı çocuk… Birbirinden karışık bir sesle uyandı, Kim olduklarını bile tam çıkaramadığı, Ağlayan buruşuk kadın yüzleriyle doludur, O gece koyu bulutların ay ışığını kapladığı, Gökyüzünün karanlığa boğulduğu, Ay ışığının bulutlarda sıyrılıp Ortalığın yeniden aydınlandığı bir gecedir… Anımsadıkları da öyle.tufacı çocuğun…. Bazı sesler tanıdık bir melodi gibi, Bazı sesler de bir o kadar karanlık, Bazıları da bir uğultu gibi bulanık, İçlerinde öylesi de varki, bir o kadar berraktır, Parlak bir aynadaki yüz gibidir… Etkileyici,acılarla dolu dövünen kadın yüzleri, Bir birinin gözlerini sorgulayan. Bulanık tedirgin çocuk yüzleri,Bayılan kadınlar, kaşları bir birine kelepçelenmiş sert yüzlü öfkeli erkekler Evlerinin yabancısı iyi giyimli adamlar, Kapıdan bekleyen polis cemseleri, Yoksul mahallesinin yoksul yüzleri yine, Bir eliyle uçkursuz yarı yırtık pijamasına,tutunmuş Bir diğeriyle de gözlerini ovalıyor, Koyu bulutların belleğini okşamasıyla, Bir bakıyor o oğulotunun içinde ablası da ağlıyor Yeni uyanmışlığın sersemliği içinde, Ne olduğunu niye ağladığını Evin alışılmadık telaşını bile kavrayamadan, Tufacı çocuk da başlıyor ağlamaya… Bakındıkça Kan görüyor kan… tufacı çocuk… Az sonra öğreniyor, o kanların Biricik annesinin kanları olduğunu, İyice bulanık puslu bir hastane kapısı, Uzun ,uzun beklediği, Yaşlı bir kadının elini hiç bırakmadan, Sıkı,sıkı tutuğunu, elinin terlediğini anımsıyor Tufacı çocuk… Siren seslerinin içinde .bir o kadar kalabalık Camlı geniş bir kapının önünde ablası bayılıyor, Ayakkabısının biri çıkmış ayağından.. ölmüş diyorlar. Yaralılar bir bir ardıa deyşik insan iniltileri, başka yüzler beyaz önlüklüler, Derinden derine çığlıklar giriyor araya, Sonrada öğreniyor ölenin annesi olduğunu, Tufacı çocuğun, belleginde gene silik soluk bir resim gibi, Akşamın alaca karanlığında duran güzel anne, Genç anne,acılara boğan,bogulan,şafagı bulamayan anne… mehmet yıldırım |