YOKSULLUĞUN ÇOCUĞU
Kış günü, acımasız ayazındaydı
Yoksul çocuk, gecenin koynundayken Pusu kurmuştu, zemherinin gözlerinde Sabahın yorgun düşen ilk Işıklarında Hızlanmıştı, ha bire, buğulu nefesi Bir bir dolaşıyordu çöp bidonlarını Ekmek kırıntısı arıyordu yorgun bedenine Ve evden bekleyenlerine Olacağını düşünmek varya? ah ah Her şeye rağmen mutluydu Gözlerinde sevinç içinden umut vardı Tutunmuştu bir kere hayatın kirli elerine Bitecek diyor yoksulluğun ömrü Gülüşler başlayacak İçimizi ısıtacak özlemin sevinci Poşetten ekmek yüreğimizden umut Soframızdan soğan Yüreğimizdeki ayaz sinmiş alın terimize Yoksulun aşı değil Örselenen yüreğimizin gücü Koyulmuştu işine bir kere Açlığını bastırıyordu sabırla Tekmeliyor her boş çıkan bidonu Küfürler ediyordu Sosyete çocuklarına Bulamayınca ekmek kırıntılarını Üşüyen ellerini ısıtıyor Son nefesiyle üfleyip duruyor Başı dönercesine Bazen dalıp gidiyor Yavuklusunu gözlerine Kimin umurunda Yorgun düşen beden Sırtına yapışmış yoksulluk hırkası Lime lime dökülüyordu Çürüyen hırkanın her bir parçası Mırıldanıyor zaman geçtikçe Sevdalısının sevda türküsünü Günün ağarmasıyla birlikte Yeniden başlayacak umutlar Akşamın alaca Karanlığıyla 30 10 2008 mehmet yıldırım |