BİR POYRAZ HAVASImas mavi biizim deniz çocukca ip atlardı ölüme koyu bir uzun palto üstünde delikanlı adamdı, kaç yüz kere çıktık biz sevda uğruna koşmaya, idaalerde buluşmaya yokomozlu geceleri içtik, esiyor bu gece poyraz duvarda civiyi sökercesine, dışarda martini tüfekleri ateşlemiş puşlar, kayın ağaçlarının kabukları şarapnel, düştü yanımda güneşin çocuğu yusuf sineme düştü bir ateş yoldaşım deniz esiyor poyraz havası dışarda, entel takılan zenginler fabrikası işciyi ezmekte yoksuluk kader, bir zeytin çekirdeği sofrada, boğazda ABD bayrağı nato, her heryerde ecnebi hayranlığı mecliste geçiriliyor özeleştirme yasaları, bir bir düşüyor cumhuriyetin varlığı, konuşmak yasak, ve bunun adı ileri demokrasi, kimse bizim özgürlüğümüze mani olamaz kimse bizi esaret altına sokamaz biz güneşi içenleriz, demiri toz edenleriz, biz ki orta asyadan gelip yurt edinen milletiz, üç buçuk çakal ile dört kurda selde vermeyiz sırda biz ki idaaleri uğruna canını vermeye cekinmeyen bir milletiz, ve bu yüzden dar ağaçlarını yatağımız bildik, hapislerinizi döşek, bizi bağımsız ulusal hür sosyal eşit halkıcı bir devletin varlığından kimse geriye koyamaz, bu uğurda ölmüştük yine ölürüz İrfan KÖKTEN |
kimse biziesaret altına sokamaz
biz güneşi içenleriz
demiri toz edenleriz ölmüştük yine ölürüz kalemin düşmesin