Bir yaprak düşer, bin damla yağmur yağar...
Bir yel alır götürür içindekileri
Ve geriye kalır boşluklar... Yaşanmamışlıklar... Sonra hüzün dalları belirir içinde Sen budadıkça yeşerir gün be gün... Hayal kırıklıkları parça parça dökülür gecene Geceler de yorgun, sen bitap... Güneşin doğuşuna direnirsin Uzun bekleyişler... İlerlemeyen saatler... (O bozuk sandığın...) Gözlerini kapatınca açılan sandıklar Gizlidir çoğu zaman, Kilitleri camdan, göz yaşından... Bir damla göz yaşı, Bir göz kapayışı... Bir kere daha bir yaprak düşer, Bin damla yağmur yağar... |
Hasbî yüreğiniz inşirâh bulsun...