BİL BE GARDAŞIM..!Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Güzel ülkemin güzel insanlarının çektiği yıllardır hepimizin içini kemiren bu gurbet acı ve çilesi ile hasretlere konu olan bir çok şiirler,Türküler,şarkılar yazılmış söylenmiş. Hasretle yollar gözlenmiş,kimi zaman yürek yakan tükülerle ağıtlar yakılmış. Yine bir fakir anadolu inasnın çileli insanları ağıtlar yakmışlardır.Giden gelmez gelenler gülmez.Böyle bir ahvalde iki kardeş vardır fakirmi fakirdir.Yurt dışına işçi olarak gitmek üzre iş ve işçi ulma kurumuna yazılır ve yutdışına gider.. İlk önceleri saf ve temizdir,çalışır çabalar kazancınıda memleketindeki ağbeyine yollar.Zaman su gibi akıp gider. Bir gün sebebsiz bir yere tartışırlar izinde iken. Çıkar geri döner çalıştığı ülkeye.bir iki yıl derken aradan 5 yıl geçer.Kardeşten ne bir haber,ne bir mektup gelir ağabeyine. Ağbeyin de içine bir kurt düşer.Ne ettiyse ulaşamaz.Kendi kendine der ki acaba bu kavgadan dolayımı benimle konuşmak görüşmek istemiyor. Alır kalemi kağıdı eline şöyle dertli bir destan yazar.Şiir dili ile kardeşine sorular yöneltir.Belki der kardeş yüreği yumuşarda bana bir cevab verir diye düşünür.. Bakalım ne demiş ağabeyi kardeşine....
Gurbette bir ömür hasret dokudun
Gelip geçti bunca yıl be gardaşım Bütün mektupların bir bir okudum Özlem yürek yakar bil be gardaşım Gardaşım diyorken ciğer sızlıyor Yürekte yaralar her/gün azıyor Bilmem bu kaderi kimler yazıyor ? Akan göz yaşımı sil be gardaşım Böylemi kavlimiz artık gülelim ? Ne ise suçumuz söyle bilelim.! Sen gelmezsen eğer sana gelelim Bir bayramda olma yel be gardaşım Hiç mi özlemedin köyün otağı ? Ömür çoktan döktü hazan yaprağı Simsiyah saçları sardı kırağı Hüzün doldu taştı sel be gardaşım Bakınır dururum her gün yollara Hasretin ateşi döndü korlara Bedenim konmadan bir/gün sallara Kefene sarmaya gel be gardaşım Hasret çilesiyle düşmüşüz ağa Karlar yağdı gençlik denen şu dağa Koydular Durak’ı kara toprağa Sil göz yaşlarını gül be gardaşım Durak YİĞİT Gönüllerin Şairi KOCAELİ |