Köyüm ÇaltıyaTüm dostlara ve çaltılılara selamlar Çıkıp varsam bir mübarek zamanda kokusu burnumda tüten yerlere orak yolsam düven sürsem harmanda Aldırmam sırtımdan akan terlere Otursam bir bostan tarlasının tam ortasında Hem akşam üzeri güneş batarken Kırsak bir keleği iki arkadaş Kemirirken ikide mısır patlatsak Millet aztepe de palaz kovarken Hani fark etmezdi Obruk olmuş Kara kuyusu, Devrent,Köyün önü yada Kaya altında Salavatlasak Bostan bekçisi ile Dikmeli kayadan aşarken gülümseyen Aydedeyi Birden dalıp gitsem çocukluğumdaki gibi Çoban aldatanın göz kırpışına Kainatın muazzam nakışına ve aldırmadan zamanın akışına Arasam buralardan geçenlerin ayak izlerini Ruhlarını şad ederek Saman yolunda, büyük ayı, küçük ayı, Teraziler ve yedi kardeşlerde İlahi dizaynın azametiyle Ne güzel duruyorlar orada öylece asılmışçasına Gıpta etmemek imrenmemek şükretmemek Mümkün mü cümlesinin ustasına Ne mutlu dostlar geçtiği yerlerde Ayak izi bırakabilenlere dostcasına Sonra vurup çıksam Katrancı kalesinin başına Yaslansam bir vefakar kayanın döşüne Yüksünmese benden gösterse Köyümün Asil misafirperverliğini Dostluğumdan şüphe duymadan Dertleşsek var oluşundan bu güne Kimler geldi geçti buralardan Anlatsa sevinçlerini hüzünlerini Kaç çobanla dertleşip kaç sevdalı ile söyleştiğini Ve seyre dalsam köyümün Çaltının yanan ışıklarını tüten bacalarını Ortak olabilsem her birinin sevincine tasasına Severek her neredeyseler çare olabilsem Hasret çekenlerin hasretine dert çekenlerin derdine Sen ben o ayrımı gözetmeden Yine giyse bembeyaz gelinliğini yaka bağlardaki bademler Bir maşala ateşi yaksa Yarenler Çalarken davul zurna Ak dayı oynarken Jandarma ve Harmandalını köşe başında Ne mübarek lezzet vardır dernek günleri pişen Dede aşında Yine üç tur dönse Dede kuyusunun etrafında Gelin alayı Kalksa bütün dargınlıklar kırgınlıklar aradan Sen ben davası bulunsa da kolayı Çıksak topyekün Pirenlide Hacat Namazına Kurbanlar kesilerek Turgutta yağmur duasına Canmı dayanır dostlar Goreşıda Yeni kuyuda Efil, efil esen telli kavakların edasına Kulak verip dinlesem ötelerden gelen sedasına Birileride kulak verirmi bu Şerefin nidasına Unutmadan hayırla yad ederek geçmişi Bakabilmek için umutla geleceğe sarılarak Hayata Günü geldiğinde teslim edebilmek için emaneti Hakka Ne mutlu çalışıp çabalayıp kazanıp ta Nimeti bölüşene Hakça Ne gam Kıyamet kopacakmış İnsanca yaşayıp İnsanca ölmeye çalışanlar oldukça Dileğim odur ki Düşmesin Zillete Köyüm köylüm Dünya var oldukça Sonra bir Gök kuşağı doğsa Güller diyarının bu şirin köyünün üstüne Geçsek altından tüm köycek Erse herkes muradına Şahit olsa Barla,Anamas, Akşehir ve Sultan dağları Seyretsem köyümdeki tüm güzellikleri oradan Uyuduğum bu rüyadan uyanmadan Cümle geçmişler gibi bizlerde geçeceğiz sıradan Bu devrialemdir dostlar Selam olsun cümlenize uzak yakın fark etmez Tüm kalbimle buradan Belki dağlar amin derde Kabul eder bu garibin arzusunu Yaradan Selam olsun köyüm Çaltıyı Her nerede anan yaşayan ve yaşatan varsa Bu duygu ve düşüncelerimi Köyüm Çaltı nın şahsında Bütün yörelerimiz ve yurdumun İnsaları için taşıyor ve yaşıyorum Şerafettin Yıldız |