KIZIM ŞEYDANUR'UMA...........
Kızım Şeydanur’uma
Alev alev yanıyor içim şu an. Durdukça bu bedende bu can, Yanacak içim biliyorum alev alev. Çünkü sen dolduruyormuşsun evimizi meğer. Sen gittin. Bomboş kaldı bu şehir, bomboş kaldı bu ev… Bu ev seninle bambaşka doluydu kızım. Onun içindir şu an ki yüreğimdeki sızım. Beş saat yokluğuna dayanamazdım.. Eve koşa koşa gelir ve çalardım kapımızın zilini. Anahtarla açmazdım ki seni kapıda göreyim diye. Odaya girince görmeye bile dayanmazdı yüreğim. Şimdi beş saat değil, beş yıllığına ayrıldın bu evden. Ne getireceği bilinmez bu beş yılın. Sağlık ve sıhhat içinde başarmandır okulunu yavrum dileğim. Bir görsen nasıl sızım sızım sızlar şu an burun direğim. Eskiden kıvrım kıvrım dans ederdi, Kalemimin ucunda alfabedeki tüm harfler. Şimdi hıçkırıklara teslim oldu hepsi. Sükût içinde harfler, ağlıyor kelimeler. Bir zamanlar Manisa’ya ben gitmiştim askerlik için. Ben de arkamda ağlayanlar bırakmış, Ben de Manisa yolunda ağlamıştım. Şimdi benimle aynı kaderi paylaşıyor kızım Şeydanur. Ben askere gittim, o tahsile. O da benim gibi ağlayan yürekler bırakarak ardında, Ağlayarak çıktı Manisa yolculuğuna. Canım kızım ben nasıl dayanırım ki sana. Ben kimin şiirini dinlerim şimdi huşu içinde. Ben kimi dinlerim şimdi, Kendi okuyuşumdan daha ziyade haz alarak. Canım kızım bilesin ki, Beden olarak uzakta olsan da, Dinlediğim her türkü, her şarkı ve her şiir seni hatırlatacak bana. Ayak bastığım her yerde senin ayak izlerini arayacağım. Baktığım duvarlarda boy boy resimlerin olacak, Aldığım her nefeste senin kokun içime dolacak biliyorum. Güzel gözlerin gitmeyecek gözlerimin önünden. Dayanabilir miyim bilmiyorum, bilemiyorum... İçimin yangınına bakıyorum. Dayanamam diyorum, canım yavrummmmmmmmmmm. Mustafa EROL 23 Eylül 2011 Antalya / Manavgat |