Bir Tavadır Hayat
BİR TAVADIR HAYAT
Nice aylar, nice yıllar pişirir. Hayat denilen tavada insanı. Zaman deriz hayat denilen tavaya biz. Her bir saniyesi işler alna gergef gibi, Nakış nakış, her an bir kırışık. İşte bu kırışıklardır, İnsanda yegane ölümle barışık. Zamanla çıkınca ortaya kırışıklar, Gider gibi, gitmez gibi olur, Yemeklere eldeki kaşıklar. Elbette pişirecektir hep, Hayat denilen tava insanı. Tükeninceye kadar tüm ömrü, Huzurda tutar dua insanı. Rehavet kaplar çoğu zaman, Ruhunu insanın. İşte saçları böyle zamanda kucaklar aklar. Bir tarafta çalar; “ Senden bilirim yok bana bir faide ey gül, Gül yağını eller sürünür, çatlasa bülbül.” Şarkısını taş plaklar. Cevabı olmayan sorularla meşguldür hep kafa. Yeter, yeter artık düşünme der Mustafa. Ama düşünür hep Erol, Allah düşünmeden düşürmesin aklımı diye. Elde bir düşünce var, ne var ki başka. Düşünceyle düşer insan aşka. Güzeldir elbet, sevilmesen de sevmek. Aşk düşüncesiyle girer ciğerine insanın hava. Aşk dert getirse bile derttir aşka tek deva. Mantık ile gönlün çatışması, Bir bedendeki düşman kutuplara sebep hep aşktır. Kimi insanda galip olan akıl ve mantıktır, Kiminde gönül. Çünkü gönle aşktır en yüce ödül. Netice olarak; Elbette pişirecektir hep, Hayat denilen tava insanı. Mustafa EROL 14.Mart. 2016 Manavgat / Antalya |
Kalemin susmasın
________________________________________________Selamlar