TUNA BOYLARINDADün gece rüyamda Tuna Boylarında dolandım, durdum. Sabahleyin uyanınca, Ey vah dedim! Ellerimi vurdum. Avrupa’da en büyük nehir kaynağını Almanya’dan alan. Geniş havzalardan topladığı suyu Karadeniz’e salan. Avrupa ovalarından kıvrıla kıvrıla akar nazlı, Bulgar yaylalarında, kıyısında gezer analı kızlı, Güzel Tuna’m on ülkenin sularını toplayan büyük nehir, Hele Budapeşte, içinde Tuna akan harika şehir. Eskiden suyundan içen kadınlar yaşını belli etmezmiş, Tuna Boylarına çadır kuran insanlar bir daha gitmezmiş, Rüyamda mahzun akan, bulanık, dertli Tuna’yı gördüm. Romanya ovalarında şanlı akıncılarla at sürdüm. Niye öyle akıyorsun, yetim kalmış, yaslı Tuna’m? Anadolu’dan bir daha haber getirmez mi allı turnam? Kaç yeniçeri atını suladı senin serin sularında? Coşardın, tekbirler getiren şanlı ordunun hularında, Niye şimdi pis, mikroplu, bulanık ve kirli akıyorsun? Biz kardeşlerini mi özledin garip garip bakıyorsun? Vefalı Tuna asırlardan beri bize doğru akarsın. Biz vefasızları mı özledin? Kızınca bendini yıkarsın. Ayrılık, yâdın, feryadın, dağı, taşı inletip deliyor. Biz gelmezsek te, suların bize doğru daim geliyor. Rüyamda Gazi Osman Paşa Plevne’den çıkmam diyordu. Tuna nehri ben de vefalıyım bendimi yıkmam diyordu. Ey vah! Ne Plevne, ne Gazi Osman Paşa geriye kaldı. Torunları yitirmiş, üç kıtayı zevk ve sefaya daldı. Ne yapalım Tuna’m? Bizler suyunu İstanbul’da görürüz. Hayalde olsa, rüya da olsa senin aşkınla yürürüz. 03.05.2007 Tarık TORUN AŞKIN COĞRAFYASI ’Mekandan Kalbe’ |