)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-220-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………….
Beni Seher yeli nazlı yare Bildir beni bildir beni Düşmüşem elden ayağa Kaldır beni kaldır beni Ok vurup sinem dağlatma Didemde nemi çağlatma Gel yeter beni ağlatma Güldür beni güldür beni Söyle güzeller şahına Yüz süreyim dergahına Zehir olam kadehine Doldur beni doldur beni Kul Ahmet’im gönül versem Dalında gülünü dersem Senden başka yar seversem Öldür beni öldür beni ________________________________________ Kul Ahmet ………………………. 1932-1997. Pazarcık’ın Bozlar köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet Kartalkanat’tır. Çocukluğundan itibaren yöresindeki aşıkları dinleyerek geleneğini öğrendi. 12 yaşında bağlamaya merak sarmaya başladı. Yaklaşık aynı dönemlerde köyüne gelen Aşık Veysel’den ilk bağlama dersini aldı. İlk dönemde yalnızca usta malı türküler söyledi. Sonraki yıllarda bir pınar başında uyurken rüyasında gördüğü Mihri Melek adlı kıza aşık oldu. Bade içmek yerine kızın verdiği elmayı yiyen Kul Ahmet o günden sonra kendi türkülerini söylemeye başladı. Bir süre göçer bir toplulukla dolaştı. Onlara Erzincanlı olduğunu ve garip kişi olduğunu söylediğinden, yörede Garip adıyla tanınır. Şiirlerinde zaman zaman kullandığı Garip Kul Ahmet mahlası da bu dönemden kalmadır. Şükrü Elçin tarafından hazırlanan »Kul Ahmet ve Zeynep Şah« ve Aşık Veysel’le birlikte hazırladığı »Güzel Anadolum« (1973) ve »Dünyanın Sesi« (1978) adlı kitapları yayımlanan Kul Ahmet, türkülerinde sevgi ve hoşgörüyü işledi. Ankara’da öldü ve orada toprağa verildi. KAYNAK:© BeKa Sitesi ________________________________________ ...………………………………………………………………………………………………………………………. )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-220-)(-)(-)( Tutup sevdanın dehrine Doldur beni doldur beni Benzetip beni bahrine Daldır beni daldır beni Nasip ettiyse Rahmanın Ben olayım hep mihmanın Haberi yoksa cananın Bildir beni bidir beni Sevdam seni sarıyorsa Bahçende gül deriyorsa O yar beni arıyorsa Buldur beni buldur beni Bülbül eyle güle kondur Sevdasıyla yakıp,yandır Elinde bir saza döndür Çaldır beni çaldır beni Yaralandı aşkın yeri Çevresinde döner arı Alıcı kuş kılıp yari Aldır beni aldır beni Olamazsam yar nasibi Değil isem ben mahbubu Açamamış bir gül gibi Soldur beni soldur beni Lüzumsuz’u ah neyleyip Hüzün nehrini boylayıp O başına saç eyleyip Yoldur beni yoldur beni Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz DEHRİ: 1.Çok bilgili olan kimse2-Bigi denizi,bilgi ummanı3- Dünyanın sonsuzluğuna, ruhun bedenle birlikte öldüğüne inanan kimse. BAHRİ: 1. Denizle ilgili olan.2. Bir tür deniz ördeği MİHMAN:Misafir,konuk MAHBUP: Sevilen, sevilmiş, sevgili. |
Çevresinde döner arı
Alıcı kuş kılıp yari
Aldır beni aldır beni
Ne güzel söylemler..paylaşmak ayrıcalık...tebrikler...