)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-221-)(-)(-)(
……………………………………………………………………………………………………………………………
Bak Heceli şiir’ler köylü işiymiş Zavallının söylediği söze bak. Sözüm ona edebiyat dışıymış Zırtapoz’un savunduğu tez’e bak. Taşlama bilmiyor, koşma bilmiyor Aşk ile kaynayıp taşma bilmiyor Duygusuz yaşıyor coşma bilmiyor kafasızın taşıdığı öze bak. Sülük Hüseyin’den deyiş duymamış Verilen mesajda bir şey aymamış Gereksizmiş ayak, uyak uymamış Kör meret’in takındığı poza bak. Atışm’olur muammalar çözülür Kelimeler peş peşine dizilir Kağıtsız kalemsiz türkü yazılır Ustasının elindeki saza bak. Köroğlu var Dağlarında Bolu’nun Karacoğlan’ı var Anadolu’nun YANIK AHMET gider Dadaloğlu’nun Pirsultan’ın bıraktığı ize bak. ………………………………. Yanık Ahmet ………………………… 1959 yılında Kırşehir İli,Mucur ilçesin’in Dalakçı köyünde doğdu. Asıl adı Ahmet Şahinoğlu’dur. İlkokulu Kırşehir’de, ortaokul ve liseyi daha sonraki yıllarda Ankara’da bitirdi. Türkülerle içiçe bir ailede büyüdü ve küçük yaşlarda şiire başladı. Şiiri sevmesi yazmasında özellikle ilkokul öğretmeni Osman Sezen’in etkisi oldu. 1979 yılında askere gitti. Mahlası da orada karşılaştığı Mahmut Toprak tarafından verildi. 1982 yılından sonra Ankara’da yaşamaya başlayan Yanık Ahmet, Aşık Mihneti aracılığıyla şiire ilişkin bilgisini pekiştirdi. Şiirlerinde sevdadan toplumsal sorunlara dek çeşitli konuları işlemektedir. Yanık Ahmet’in çeşitli araştırmalarda yeralan, değişik radyo ve televizyon programlarında aktarılan şiirleri »İçim Cız Etti« (2007) adıyla yayınlandı. KAYNAK:© BeKa Sitesi ________________________________________ )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-221-)(-)(-)( Şiir de şekilin, ne önemi var Oku neler diyor orda öze bak Hece hece nakış nakış işlenmiş Adam neler diyor hele söze bak Manayı sezmeyen bilir mi özü Gönülde yangın var anlar mı közü Ozanlar ne yapsın görmeyen gözü Körmüdür,şaşı mı sen şu göze bak Güzelleme,koçaklama,taşlama Heceyi bilmeden söze başlama Ağıt nedir bilmiyorsa haşlama Kızarmadan fetva veren yüze bak Mani,ninni,türkü özümüz bizim Koşmayla semai gözümüz bizim Varsağı,destanlar sözümüz bizim Güneş görse eriyecek buza bak İlahi’yle nutuk,devriye,nefes Oysa şu Şathiye ne kadar enfes Muammayı sorsan baştan düşer fes Avrupadan ithal hele yoz’a bak Methiyesi,taşlaması leb değmez Ağıt olur dilden dile baş eğmez Kültürümü bilmez,kabına sığmaz Bozuk kumaş çünkü şunda beze bak Lüzumsuz böyledir Türk’ün şiiri Özünü unutmaz Türk’ün şairi Böyle gördük bizler evvel ahiri Sen onları boş ver hele bize bak Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
Çok güzeldi yine;
saygıyla...