LEYLA 3
"Gün doğdu hep uyandık,
Siperlere dayandık, Bağımsızlık uğruna Al kanlara boyandık... Yolumuz Devrim yolu Gelin gardaşlar gelin Yurduma emperyalist dolmuş Kovun gardaşlar kovun...” Bu marşı hatırladım birden gülüm... Sen ve arkadaşlarımızla kayalıklarda bir ateş yakıp Etrafında türküler söylediğimiz Ve Türkiye devrimcilerinin simgesi Gün doğdu marşını söylediğimiz anları... Ben hiç unutmadım gülüm , hiç unutmadım Nereden bilirdim bir gün Bu marşı seni toprağa verirken Arkadaşlarım ile söyleyeceğimi... Seni kancık bir pusuda , Sırf bir devrimcinin Yani benim arkadaşım olduğun için O ben dolu yüreğinden kahpece vurdular... Haber aldığımda hemen koştum başındaki kalabalığı yara yara vurulduğun yere. Gazete örtmüşlerdi üzerine, Kaldırdım yüzündeki gazeteyi Sim siyah gece rengi gözlerin açıktı Ve sanki beni görüyor ve bana bir şeyler söylüyordun... Üzerine kapanıp kahrolası faşistler Ne istediniz masum bir kızdan, Beni neden vurmadınız Diyerek hıçkırıklara boğulmuştum... Sonra seni kucaklayıp, Taksiyle İsmimizin kazılı olduğu Ihlamur ağacının altına götürmüştüm gülüm... Annen , kardeşlerin ağıtlar yaktılar baş ucunda Bense yıkılmış ve bayılmış Hastanede açmıştım gözlerimi... Bir gün; Senin katilin olduğu iddia edilen O faşistle karşılaştım bir sokakta... Belimde seninle meyve soyarken kullandığım o tırtıklı bıçak vardı... Kararlıydım, Senin yüreğine nişan alıp vuran o şerefsize Oracıkta saplayacak Kanını yerde koymayacaktım... Beni tanımıştı Üzerine yürüdüm , Anladı başına gelecekleri , Döndü hızlı adımlarla bir apartmana girdi Ben de arkasından... Kapısının ziline bastı, Kapı açıldı iki kız çocuğu karşıladı Babacığım diyerek boynuna atladılar Öyle bir sarıldılar ki katil babalarına O adama değil de Çocuklarına acıdım ve bıraktım peşini... Bilmiyorum gülüm beni görebiliyor musun Arada bir uğruyorum mezarına Sevdiğin en güzel çiçekleri dikiyorum toprağına Suluyorum onları dinmeyen göz yaşlarımla... Suluyorum içimde bıraktığın fidanları Soldurmuyorum Bu can bende oldukça da soldurmayacağım Leyla... Hiç soldurmayacağım... Ve ben hep Mecnunun kalacağım... (12 Eylül sonrası ilk kez hissederek ve yaşayarak yazdığım ve annemin elleriyle sobanın alevleri içinde yok olup giden bir romanın adıdır Leyla yazarken yaşamış gibiydim ama sonu hüsran oldu romanımın) Kazım DOĞAN 21.08.2011 |