NOSTALJİBen çocukken Bahçe içerisinde, müstakildi tüm evler Komşularımızla üstüste değil, yanyana yaşardık Tek kanallı televizyona bakar, bakar ’Nasıl oluyor da bu görüntüler bize ulaşıyor?’ diye şaşardık Çakıl zeminli, tahta sandalyeli yazlık sinemalarda Ayhan Işık-Filiz Akın seyreder, muhtemelen ağlardık Kışın, kendi yaptığımız kızakların altını İyi kaysın diye ceviz sürer, yağlardık Radyodan arkası yarınlar dinlerdik Bâzen de memleket türküleri, coşardık O kadar çoktu ki yeşil alan Deli taylar gibi oradan oraya koşardık Ben çocukken Meşhurdu kalabalık hafta sonu piknikleri Komşularla birlikte gider, uçurtmamızı gökyüzüne salardık Tertemizdi göller, denizler, masmaviydi üstelik Gönül rahatlığıyla yüzer, bazen dibe dalardık Ekmekler katkısız ve kocamandı Çeyreğini yesek, rahatlıkla doyardık Sakızlar hep beyazdı, renklensin diye Kuru boyadan toz yapar, renkten renge boyardık Oturduğumuz yerde, sanal olarak değil Bahçelerde koşarak oynardık çeşitli oyunları Ve sadece Kurban bayramlarında görmezdik Kırlarda severek büyüdük biz, kuzu ve koyunları Ben çocukken Babamın senelik izinlerinde memlekete gitmek için Uzun burunlu otobüslere binerdik Ayda yılda bir uçak geçerdi şehrimizin üstünden Gürültüsünden korkar, bir köşeye sinerdik Genelde Kızların Fatma, Ayşe, Hatice, Zeynep Ekeklerin Mehmet, Mustafa,Ahmet ya da Ali’ydi adı Bayramlar öylesine coşkulu yaşanırdı ki Emîn olun şekerden gelmezdi o tadı Çocukluk işte, elimize her para geçtiğinde Boğulmayı göze alır, leblebi tozu yerdik Ne mi oldu bunlara? bilmem, Gâlibâ zamâna ve teknolojiye kurban verdik.... . |