Gün Dönümü
Mevsimlerden Eylül, aylardan ise sonbahardı. Ağaçlar dökülüyordu yapraklardan. Gökyüzü kahverengiye dönüyordu.Kuşlar uzak yerlerden geliyordu. Ve yine uzağa gidecek. Uzağa kuzeye doğru. Akşam vakti yarıyordu güneş gökyüzünü. Yıldızlar birer birer dökülüyordu. Nöbet edeğişim zamanı gelmişti. Taki sabah olana dek. Sabah olacağı zaman, güneş olanca kızıllığıyla ufukta küçük bir nokta olup kayboluyordu. Horazlar uykularına çekilip, gecenin doğuşunu bekliyordu. Bir yerlerden kan kırmızı ırmaklar akıyor, çocuklar demirden sallarını yüzdürüyorlardı. Bir ressam ölüyordu şehrin lağımlarında. Mavi bir kan akıp damarlarından, tuvaline işliyordu. Şehir doymuyordu kana. Fazlasını daha fazlasını istiyordu. Bir deli yüzüyordu sokaklarında şehrin. Elinde hayatın anahtarı. Kilitliyordu zamanı. Boşluğun laneti bir ok oluyor yayından çıkıyor. Çıkıyor. Çıkıyor. Ama akamıyor. Deli zamanı vuruyor. Yıldızlar günü yarıyor. Ay ışığı güneşi yakıyordu. Uzaklarda bir yerde gün dönüyordu. Gün dönüyor her şey tersine akıyor.
/#!/pages/G%C3%B6rkem-%C3%96ZB%C4%B0LGEN-%C5%9Eiirleri/214207301962212 |