Dinle
Dur!
Dinle. Derinlerden geleni duymalısın. Bize biraz susuşlar lazım. Sessizliğin ses olduğu uzak yerlerden geliyor aşk. Bir ayışığı şarkısının; en ince sesinde tutunmuş, yalnızlığımıza ışık tutmaya geliyor. Ürkek ve korkmuş haldeyiz yıllardır. Duvarlarımıza biz bile yabancıyız. Yapay yalnızlıklar örmüş adına da özgürlük koymuşuz. Şimdi dinlemelisin beni. Son kez. Bak susuyorum işte. Dinle beni. Sen de susmalısın. Bu sefer dudaklar değil de kalplerimizin ritmi konuşmalı. Şimdi uzat elini bana. Birlikte soymalıyız ölüm renkli maskelerimizi. Kendimiz olmalı ve kalplerimize dokunmalıyız. Duymalısın artık sesizliğimi. Günlerdir süren ses getirmeyen dilsiz eylemimi. Korku; korku olmuş dilinde. Daha ne olduğunu bile bilmeden kaçıyorsun aşktan. Korkuyorsun ayaklarının yerden kesilmesinden. Yere sağlam basma uğruna güneşden kaçar olmuşsun. Yaprakların soluyor görmüyor musun? Şimdi kök salma zamanı. Kök salmalıyız gök yüzünden yeryüzündeki cennetimize. Yum gözlerini, hisset artık tenine vuran rüzgarı. Aşk bu işte. Ver elini bana bırkalım kendimizi aşkın mevsimine. Son kez. Mutlu olma pahasına huzurlu korku krallığından kurtulmalısın artık. Aşk avuçiçlerinden avuçiçlerime kadar yayılmalı. Sarmalı artık bedenlerimizi. Bırak dokunsun ruhumuza. Ne çıkar ki? |