Yagmurla Rüzgârin Dansi
Dün koşarken hayatimla el ele kol kola,
Usulca eşlik etti yağmur, mırıldandığım ıslığa.. Ruzgar kıskandı onu; geçerken hızla yanimdan, savurdu her saç telimi; gözünü bile kırpmadan Üzüldü yağmur görünce, rüzgarin hiddetini, Süzüldü yanaklarımdan; bir avuç göz yaşı gibi.. Daha hızlı kostum bu kez; uzaklasmak icin onlardan.. Vazgectim; çaldığım ıslıktan, koşar adım dansımdan.. Bir yer giyindim önce kendime, üstü başı kapalı.. Sonra sildim yüzümden, savruk çig tanelerini.. Baktım biraz kendime, yıllanmış bir pencereden.. Sessizce dedim, ’ne cok yoruldun sen; yaşadığın cendereden..’ Sormaya kalmadan sebebini, buğusunu sildiğim camın arkasında, gördüm herseyin nedenini.. ’Üzüldüğü ben değilmişim yağmurun, Kıskandığı ise yağmurmuş rüzgarın’ Boşuna uzaklaşmışım aslında; Korkar gibi kaçmışım onlardan.. ’olmadan yağmurun sesi, sevmezmiş rüzgar dans etmeyi; hiddetiyle gösterirmiş, sevgisini, kendini..’ ’Ve yanaklarımdaki yağmur; süzülürken usulca, rahatlığını anlatırmiş rüzgara, savrulmanin kollarinda..’ ..Öyle ya, ne yersiz telaşlarımız var şu hayatta, ..Diyoruz ya: ’sanki geliyor üstüme Dünya’ Amma kibirle kuşatmışız çevremizi, Dertleniriz ya hani: ’sanki her yasanmislik bizim içinmis gibi’ Cünkü silmek yerine bazen, pencerelerimizin buğusunu; Şekiller çizerek, kandırıyoruz bedenimize kiraci ruhumuzu.. |
________________Şekiller çizerek, kandırıyoruz bedenimize kiraci ruhumuzu...
Kutlarım...
Sevgiler ...