1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1571
Okunma
Mademki,
bir perçem candım ve hoyratça emdim memeni,
sınırsız gecelerde esirgemedin şefkatini uykusuz,
niye doğurdun be annem,
şefkatini...
Mademki,
üşütmeyecektin üşümek pahasına karanlık gecelerde,
bayram gecesi gün doğumuna değin kete pişirecektin yorgun gözlerle,
niye doğurdun be annem,
uykusuzluğunu...
Mademki,
yüz düşürsemde onsekiz delikanlısının isyankar tavrıyla,
en çok sekiz dakika sürer kırgınlığın, yine giyersin merhamet hırkasını
niye doğurdun be annem,
merhametini...
Mademki,
ölümdür bir yanın, öbür yanın kara toprak,
keskin bir bıçak gibi asılı kalır bağrında özlem,
niye doğurdun be annem,
özlemini...
Mademki,
tutsak olacaktın bana, yani doğurduğun oğluna,
kendi yapan kendi tapan, bir putperest gibi,
niye doğurdun be annem,
tutsaklığını...
İbrahim Erol
gazete54.com
1 Eylül 2011