DONÖR...
dışardayım
avunmayla avluya çıkış sebebi anlar gibi yapmışlığımın bedeli...hatta sebebi. hayır anlamadım diyebilecekliğin erişilmez saltanatına hâlâ hal ve hatır mesafesine kaç kul/aç vardır kim bilir ? der ve çıkar...içeriden...kim anlayabilir. zor meselâ mesailerce. diyemezlik paspasanın halkınca. konuşulan. her neyse kendinle konuşulanı sunar zahmetini ve arkasını baş aşağıya kurgun tükenebilir ezberini tatminsiz çatlaklarıyla dolum ücretleriyle pazarlıktadır pazara düşürmeden anldıklarını... zor. öfkeli bir işçilikle nefes alır verirlik saye sahtekârlıklığını bilerekten nasılda zor bir neşedir ve zor bir meşagetle aydınlatasanır mağarasını yarasalarıyla şamdan pratik zekasıyla saydam bir gündüzden bir geceye itilmesinin sebeplerine acı aynası neşeli renklerine katarlığın komşulanınca vazgeçer aramaktan tesadüfe kalır salıncağı gibi iç lehçesi hiç konuşulmayan kimsesizlikle yaparbiliğinin dilsizliğinin işaret vücuduyla... yeniden sabaha varış sonrası dil altı hapı hala bir kaç atışına ihtiyacı var kadar bir leyla soluğu ve anne duasına. ama durak.. burakla istişareli bir yolculuğun eski pazarlığına alışagelmiş yalnızlık sanaraktan kaç duvara çarpar bilindik .insani ve arafçadan. bazen uyanıklık bazen kalkınca dediğim gibi bir patika mı ararsın artık bir cehennem mi arka bahçende saklandığınla sakladığının içinde mi yaşarsın... bilmem bir sarmaşık bulup tırmanmak bir adımla değil bir uçuk uçumasıyla varacağını bilirlik seni hiç kahraman yapmaz zatenin malesefliğinin tekinsiz iç dağarcığı bakış akışı bakış aşısı hep ezberletenler tadından yenmez günahıyla yolcuk. kadarcığın. ve hâlâ ve hatta çünkü belkinin rahatsızlığındaki ısrarkeş lisanı harareti dilin kurumuşluğu söz söylenmezlik esnasındaki çöl ve manzara matemi yukarıya doğru özlem adım karşılığına lanet. uçmakla basmak zorunda kaldığın tek hikâye yüremekse ve daha fazla bir içerilikle tanışmaktansayla neden bir labirentte bir patikada bir işleyiş uğrunda yürüyen merdiven kolaylığıyla anlamak boşuna. bir kendi tekrarımı yoksa yokuşu gibi bir şeyse herşey ne lüzumu mu var anlatılmak istemenin değerli sırrı varacağımın bu sebepten anladım ki menzil mesafe arz. aklıma ve değirmenime gündelik rüzgâr taşısa da ve ekmeğimle aramda bir alın teri pişse bile ben kaynağıma hep uzak kalacağım. yukarıya sıçramayı öğrenemeyen alelâde üstelik süpermen hem maskesiz hem pelerinli hem uçabilir. holuvud zafiyetiyle. ve bu yüzden maalesefliğimle... tıpkı sana ve bana benzeyen ölümlülük uğruna dokunakanar bir yalnızlığın el yordamıyla aşk nedir* sohbetlerine ben eski bir kandırmacayım diyerekten. şaşırtmayacağım şeytanı. leylâ harika bir ilişkimiz var diyerek hiç vazgeçmeyecek yine yarın olmaktan... içerdeyim... ben çölsüzlükten yine bir garip laubali... |
Öncelikle bir şiiri okurken bireylere mi bakmak gerekir? Yoksa ortaya konulan emeğe mi?
Bireye bakılacaksa bundan sonra bireyin önümüze koyacağı her çalışmaya mükemmel gözüyle mi bakacağız? Yoksa eleştiri tanımına uyan durumlar söz konusu olduğunda eleştirilerimizi yapacak mıyız?
Kişisel sorunlarımızı edebiyata ve şiire bulaştıran tarafta mı olacağız? Yoksa şiiri ayrı bir kavram gibi mi göreceğiz?
Şiir güzel değil. Şiiri beğenmedim vs vs gibi söylemler kişisel düşünceden ibarettir. Ama şiire dair yapılan eleştiriler hem edebiyatın, hem ortaya emeği koyan kişinin hemde şiiri okuyan kişilerin gelişimi adına daha doygun şekilde yapılması gerekmez mi?
Ben şiiri beğenmedim. Bana göre bu şiirin falanca kusurları var. Bu yüzden bu şiir güne gelmemeliydi. Demek daha doğru iken her iki taraf için konuyu kişisel boyutlara taşımak kurtarılmaya çalışılan edebiyatı yerle yeksan etmez mi?
Site olarak güne gelen hiç bir eseri Mükemmel şiir, kusursuz şiir veyahut kesinlikle en doğru seçim olduğu savunulmamıştır. Böyle bir sunumda yapılmamıştır. Eminim ki herkese göre aynı durum söz konusudur. Şiir göreceli bir kavramdır. Şiiri güçlü kılan yapılan eleştirilerin kalitesidir. Kimse sinemaya gittiği zaman aynı oranda beğenmeyeceği gibi bu bir korku filmi değildir. Hiç korkmadım eleştirilerini yaparken. Birileri ise çok korktum söylemlerine sahip olabilir. Birileri Cem Yılmaz'ı seyretmez ve adama şaklaban derken. Birileri ise adamın kıvrak zekası ve güldürmesine hayran olabilir.
Sonuç olarak ortaya konulan emek ne olursa olsun. İster güne gelsin. İster gelmesin. Eleştiri her emek içindir. Emeğe ise her zaman saygı çerçevesi ile durum sergilenmelidir.
Şair eleştiriye açık olmalı.
Eleştiri yapanda eleştirisinde şiire dair eleştiri yapmalıdır. Zira her iki durumdan farklı duruma çıkan yol edebiyattan uzaktır. Dünya üzerinde varolan herşey eleştiriye açıktır. Günün şiirleri de buna dahil. (İnsanların Dini, dili, ırkı vs vs. hariç.) Yalnız eleştiri tanımına uygun olmak şartı bireylerin olmazsa olmazı olmalıdır.
Aynı durum eleştirilere verilen cevaplar içinde geçerlidir.
Sonuç olarak;
Konuyla alakası olmayan yorumlar ve cevaplar sayfadan silinecektir.
7-) Sitemize gönderilen şiir ve yazılara yapılacak yorumlarda; üyelerin şiir ve hikâye ile ilgili uzaktan-yakından ilişkisi olmayan yorumları, rutinleşmiş post it tarzı basımları, uyarılmaksızın silinecektir. Ancak, yorumlarda eserin özüne yönelik ya da yazarına eserle ilgili sorular soran yorumlar sayı sınırı olmaksızın yapılabilir. Bunun bir polemiğe dönüşerek uzaması durumunda yine site yöneticileri tarafından yorumlar ayırt edilerek silinecektir.
Ve sayfa yoruma kapatılmıştır.
ANSIZIN tarafından 9/2/2011 9:05:55 AM zamanında düzenlenmiştir.