M.Ö 41
Binlerce intizar atlattı belam
Kaç yüzükten içkime zehir akıtıldı bilirmisiniz? Kaç yüzyıl kazık batırılmak istendi göğsüme Akıllanmadım Karanlıktan ısmarlanmış sevişmelerden sonra Perdeleri sıyırıp kaç şafak vaktinde Yüzleştirmek istediler gün ışığıyla çamura geri gönderilmem için Oysa ben aynalarımı severdim görülmez yanlarımı yüzüme vurduğundan Gözyaşlarımın tırnakları batarken yüzüme Maskemin altına kaç tebessüm sızmıştır geceden sarhoş Yarına ayırdığım ayılmasını beklediğim dikenlerinden O kadarına da razıydım çünkü artık ölümlüyüm… Vehimli iblisler karanlık olunca ellerinde günahlarımdan damlayan kan izleri ekmek kırıntısı olunca kalbime giden ölümcül yol haritasıyla Aramaya çıkarlar ruhumu öcünü almak için kadınlarının İçimde ki dehliz sevgisine remz olurcasına yatalak bir karanlık dolaşırken El yordamıyla odamda Kaç kuytuya saklardım aynalarımı kırılgan tek yanım olduklarından Ertesi gün özür dileyebilmek için kendimden İkna olmayacak kadar koç burcunda bir şövalyeydim Kanı akmamış hodri meydan saadetlerindeki savaşlarda Kaç ejderha devirmeden şatosuna dönmemiş. Zafer sarhoşluğu yatak odalarında İntikam yemini eden amazonların Tek hayaliydi beni ıssız bir adada yakalamak Ve kurban edilmenin en yüksek, rütbesindeki şehvet Ateş suyu ve ateş dansı… Yine erken doğan bir güneş ruhumu kurtarırdı. Kaçırılırdım ellerinden Ne olduğunu hatırlamadığım sabahların duş altındaki şapşal merasimimle Uyandırıldım ama akıllanmadım Gün ışığındaki masum çocuğa dönüştüğümde Kadından gizemlice gözüme sokulan her bakış Gümüş kurşun değilse Dolunay çıkınca neye dönüşeceğini bilmeyen yaratıkla İçimdeki kavgamı nasıl anlatabilirdim ki Henüz kâbus bile girmemişlerin düşüne Ve tak etti bir gün canına lanetin Başka bir cehenneme gönderildim Ölümsüzlüğüm elimden alındı. Aynada yüzüm yok artık kendimi avuttuğum Karanlık saklamıyor maskemi Ve zırhsız bir savaşçıyım gün ışığında Her an kanayabilir bir huzurum var artık Ayna yerine kendiyle konuşabilen Ve her sıradan ölümlünün Kusurlu sürçmeleri gibi Her kadın Aşkımın anlatım bozukluğu... Dünya yuvarlak bile değilken dört duvarla döşediğim her hayali bahar saadetim Hira yalnızlığı. Dua’ların kabul gördü... Ateşim 41 kere derece Nede olsa artık ölümlüyüm ben sayende... |